Merhabalar
Dün paylaştığım postta yazmışım da yazmışım. Sayfalarca yazmak zihnimi boşaltmış rahatlamışım. Bugün de sizlere farklı bir konudan bahsetmek istiyorum.
Sosyal medya arkadaşlığına güvenir misiniz? Tanıştığınız birine her şeyinizi anlatır mısınız? Ya da birlikte hayal kurar mısınız? Her üzgün anında yanında olup teselli eder misiniz, uzaklardaki biriyle mutluluğunuzu paylaşır mısınız?
Saydıklarımın bir çoğunu yapması oldukça zor. Sağlam ilişkiler güven temeli üzerine kurulduğundan internette tanıştığımız insanlara pek de güvenemiyoruz. Bende bu şekilde düşünürdüm. Çevremdeki insanlarla bile çok yakın olmayı beceremezken uzaklarda yaşayan biriyle sıkı fıkı olmak zor olsa gerek. Mektup arkadaşlığını saymıyorum o çok başka. Benim bahsettiğim de arkadaşlık değil zaten, dostluk.
28 Temmuz'da gelen ilk mesaj:
-Merhaba ben Aleyna, yurtdışı kargoların çok çok sevimli çok beğendim o yüzden mesaj attım
Bu şekilde ilk adımı atan arkadaşıma mektup arkadaşlığından bahsederek ptt gönderilerini açıkladım. Konuşma uzadı uzadı arkadaşlıkları nereden bulduğumuza geldi, ingilizce ve koreceyi nasıl çalıştığımızla ilgili konuştuk derken muhabbetin sonuna geldik.
Pek adetim değildir ilk tanıştığım insanlara tekrar mesaj atmak. Karşı taraftan Günaydın mesajı gelince cevap verdim ve bu seferde yaşadığımız şehirler hakkında konuştuk. Ordu ve İzmir. Uzun soluklu konuşma sonrası muhabbet yine bitti ve ertesi gün tekrardan mesaj geldi.
Günaydııın :))
Bende aynı samimilikte cevap verdim ve muhabbet yine güzel bir şekilde devam etti. Muhabbet bitince ertesi gün bir daha mesaj geldi.
Günaydıın
Bende cevap verdim.
Günaydınlaaar
Muhabbetlerimiz ilerledikçe samimiyetimiz arttı. Bıkmadan her gün bana günaydın mesajı atmasa belki birkaç mesaj sonrası birbirimize bir daha mesaj atmayacaktık.
Sonrasında Postcrossing uygulamasından bahsettim kaydını yaptık ve arkadaşım her kart aldığında mutluluğunu benimle paylaştı.
Tahmin edersiniz ki bizde kartlaştık mektuplaştık hediyeleştik, birbirimiz için özenle seçtiğimiz hediyeleri paketledik üzerine notlar yazdık gönderdik, hediyelerimizi face talk yaparak açtık vs vs bir dolu güzel an yaşadık.
Yeri geldi birlikte üzüldük, okulda yaşadığım sıkıntılar için benim yerime dertlendi, kendisi de benimle paylaştı yaşadığı üzüntüleri. Birbirimize büyük destek olduk. Geçen yaz temmuzdan beri dostluğumuzu sürdürüyoruz.
Derken derken derken...
Aleyna üniversite sınavına girdi sonuçlar açıklandı ve tercihleri yaptı.
O da nesi? İzmir'i de yazmış bizimkisi!!
Dualarıma Aleyna'yı da katarak hayırlısıyla İzmir'i kazanmasını diledim. Başlara yazmadığı için belki olmaz, ilk yazdıkları tutar diyordum ki,
yan odadan ablamın bağırışı geldi.
Nurefşan! Aleyna İzmir'i kazanmış!!
Ablam ve Aleyna birbirlerini bilseler de çok fazla konuşmuşlukları yoktu ama Aleyna'nın adı bizim evde hep geçerdi. Ablama kartpostal bile göndermişti. Sosyal medyadan ablama da haberi vermiş ve ablam mesajı benden önce okumuş oldu.
Mutluluğum paha biçilemez dereceye ulaşmıştı, hemen hayaller kuruldu planlar yapıldı. Ve Aleyna İzmir'e geldiğinde büyük buluşmamız gerçekleşti.
Dokuz Eylül Eğitim Kampüsüne hızlıca gittim. Heyecandan unutmuşum Dokuzçeşmeler Kampüsüne gidileceğini. Sonrada hızlıca yürüyerek Dokuzçeşmelere geçtim. Etrafa deli gibi bakınıyorum. Gören demiştir çocuğunu kaybetti herhalde.
Sonradan Dokuzçeşmeler kampüsüne giriş yaptım etrafa bakınırken uzaktan bir kız bana doğru koşuyor :)
Sonrası
Sonrası sarıldık işte, ağlaştık :')
Duygu dolu anlar :) Kim bilebilirdi instagram arkadaşlığının gerçek dostluğa dönüşeceğini.
Aleyna'nın anne ve babasıyla tanıştığımda ne kadar temiz yürekli insanlar olduğunu anlamak zor değildi. Yüzlerinin içi gülen anne ve baba kadar samimisi olabilir mi?
Tanışma sonrası bir kenara çekilerek sanki yıllardır görüşmeyen iki dost gibi hasret giderdik. Konuştuk ve yine bir sürü hayal kurduk.
Aleyna'nın yaşını sormak önceden hiç aklıma gelmemişti inanır mısınız? Aramızda 3 yaş olsa da tam kafa dengim oluyor kendisi canım arkadaşım. Giyim tarzımız bile tıpatıp aynıydı o gün :)
Planlar yapıldı, hayallere hayaller eklendi, fotoğraflar çekildi ve ilk buluşma başarıyla gerçekleşmiş oldu.
Size benden birkaç öneri:
Samimiyetini size tüm benliğiyle yansıtan insanları sevin. Bu tür insanların dostluğundan zarar gelmez, aksine sizi her zaman mutlu ederler. Acınızı paylaşırlar, sevincinize ortak olurlar. Uzakta da olsa samimiyeti hissedilen insanları üzmeyin. Kalpler bir olduktan sonra mesafelerde azalıyor haliyle.
Seni çok seviyorum canım arkadaşım. Dostluğumuz daim olsun. Yüzün hep gülsün. Seninle tanışmak bana gelen en güzel hediyelerden biri, iyi ki varsın.
---
Yazımı sabırla okuduğunuz için teşekkürler :)
Dün paylaştığım postta yazmışım da yazmışım. Sayfalarca yazmak zihnimi boşaltmış rahatlamışım. Bugün de sizlere farklı bir konudan bahsetmek istiyorum.
Sosyal medya arkadaşlığına güvenir misiniz? Tanıştığınız birine her şeyinizi anlatır mısınız? Ya da birlikte hayal kurar mısınız? Her üzgün anında yanında olup teselli eder misiniz, uzaklardaki biriyle mutluluğunuzu paylaşır mısınız?
Saydıklarımın bir çoğunu yapması oldukça zor. Sağlam ilişkiler güven temeli üzerine kurulduğundan internette tanıştığımız insanlara pek de güvenemiyoruz. Bende bu şekilde düşünürdüm. Çevremdeki insanlarla bile çok yakın olmayı beceremezken uzaklarda yaşayan biriyle sıkı fıkı olmak zor olsa gerek. Mektup arkadaşlığını saymıyorum o çok başka. Benim bahsettiğim de arkadaşlık değil zaten, dostluk.
28 Temmuz'da gelen ilk mesaj:
-Merhaba ben Aleyna, yurtdışı kargoların çok çok sevimli çok beğendim o yüzden mesaj attım
Bu şekilde ilk adımı atan arkadaşıma mektup arkadaşlığından bahsederek ptt gönderilerini açıkladım. Konuşma uzadı uzadı arkadaşlıkları nereden bulduğumuza geldi, ingilizce ve koreceyi nasıl çalıştığımızla ilgili konuştuk derken muhabbetin sonuna geldik.
Pek adetim değildir ilk tanıştığım insanlara tekrar mesaj atmak. Karşı taraftan Günaydın mesajı gelince cevap verdim ve bu seferde yaşadığımız şehirler hakkında konuştuk. Ordu ve İzmir. Uzun soluklu konuşma sonrası muhabbet yine bitti ve ertesi gün tekrardan mesaj geldi.
Günaydııın :))
Bende aynı samimilikte cevap verdim ve muhabbet yine güzel bir şekilde devam etti. Muhabbet bitince ertesi gün bir daha mesaj geldi.
Günaydıın
Bende cevap verdim.
Günaydınlaaar
Muhabbetlerimiz ilerledikçe samimiyetimiz arttı. Bıkmadan her gün bana günaydın mesajı atmasa belki birkaç mesaj sonrası birbirimize bir daha mesaj atmayacaktık.
Sonrasında Postcrossing uygulamasından bahsettim kaydını yaptık ve arkadaşım her kart aldığında mutluluğunu benimle paylaştı.
Tahmin edersiniz ki bizde kartlaştık mektuplaştık hediyeleştik, birbirimiz için özenle seçtiğimiz hediyeleri paketledik üzerine notlar yazdık gönderdik, hediyelerimizi face talk yaparak açtık vs vs bir dolu güzel an yaşadık.
Yeri geldi birlikte üzüldük, okulda yaşadığım sıkıntılar için benim yerime dertlendi, kendisi de benimle paylaştı yaşadığı üzüntüleri. Birbirimize büyük destek olduk. Geçen yaz temmuzdan beri dostluğumuzu sürdürüyoruz.
Derken derken derken...
Aleyna üniversite sınavına girdi sonuçlar açıklandı ve tercihleri yaptı.
O da nesi? İzmir'i de yazmış bizimkisi!!
Dualarıma Aleyna'yı da katarak hayırlısıyla İzmir'i kazanmasını diledim. Başlara yazmadığı için belki olmaz, ilk yazdıkları tutar diyordum ki,
yan odadan ablamın bağırışı geldi.
Nurefşan! Aleyna İzmir'i kazanmış!!
Ablam ve Aleyna birbirlerini bilseler de çok fazla konuşmuşlukları yoktu ama Aleyna'nın adı bizim evde hep geçerdi. Ablama kartpostal bile göndermişti. Sosyal medyadan ablama da haberi vermiş ve ablam mesajı benden önce okumuş oldu.
Mutluluğum paha biçilemez dereceye ulaşmıştı, hemen hayaller kuruldu planlar yapıldı. Ve Aleyna İzmir'e geldiğinde büyük buluşmamız gerçekleşti.
Dokuz Eylül Eğitim Kampüsüne hızlıca gittim. Heyecandan unutmuşum Dokuzçeşmeler Kampüsüne gidileceğini. Sonrada hızlıca yürüyerek Dokuzçeşmelere geçtim. Etrafa deli gibi bakınıyorum. Gören demiştir çocuğunu kaybetti herhalde.
Sonradan Dokuzçeşmeler kampüsüne giriş yaptım etrafa bakınırken uzaktan bir kız bana doğru koşuyor :)
Sonrası
Sonrası sarıldık işte, ağlaştık :')
Duygu dolu anlar :) Kim bilebilirdi instagram arkadaşlığının gerçek dostluğa dönüşeceğini.
Aleyna'nın anne ve babasıyla tanıştığımda ne kadar temiz yürekli insanlar olduğunu anlamak zor değildi. Yüzlerinin içi gülen anne ve baba kadar samimisi olabilir mi?
Tanışma sonrası bir kenara çekilerek sanki yıllardır görüşmeyen iki dost gibi hasret giderdik. Konuştuk ve yine bir sürü hayal kurduk.
Aleyna'nın yaşını sormak önceden hiç aklıma gelmemişti inanır mısınız? Aramızda 3 yaş olsa da tam kafa dengim oluyor kendisi canım arkadaşım. Giyim tarzımız bile tıpatıp aynıydı o gün :)
Planlar yapıldı, hayallere hayaller eklendi, fotoğraflar çekildi ve ilk buluşma başarıyla gerçekleşmiş oldu.
Size benden birkaç öneri:
Samimiyetini size tüm benliğiyle yansıtan insanları sevin. Bu tür insanların dostluğundan zarar gelmez, aksine sizi her zaman mutlu ederler. Acınızı paylaşırlar, sevincinize ortak olurlar. Uzakta da olsa samimiyeti hissedilen insanları üzmeyin. Kalpler bir olduktan sonra mesafelerde azalıyor haliyle.
Seni çok seviyorum canım arkadaşım. Dostluğumuz daim olsun. Yüzün hep gülsün. Seninle tanışmak bana gelen en güzel hediyelerden biri, iyi ki varsın.
---
Yazımı sabırla okuduğunuz için teşekkürler :)
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın !!
Yazımı beğendiyseniz +1'lemeyi ve blogumu takip etmeyi unutmayın desteğinizi bekliyorum :)