Türkçe Şarkı Sözleri Blogspot

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

Eğlenceli interaktif Şarkı Sözleri Bloğu

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

Arama butonumuzdan istediğiniz şarkı sözü 'nü ara!

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

çay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ağustos 2016 Pazar

ÇAYLAR !! - Diğer ülkeler ne tür çaylar içiyor? - Kültürel Paylaşım

Merhabalar!!
Ben geldim..
Küçük minik ufacık kitleme buradan selam olsun! :)

Bugün başka bir koleksiyonumu sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Hayatımızın olmazsa olmazı, her akşam bizleri bir araya toplayan, sohbet muhabbet derken birkaç demlik bitirdiğimiz, alışkanlık haline getirdiğimiz bir lezzet!
ÇAY!



Boşalan bardakların doldurulması, demlik bittiyse haşlama yapılması(ki ben pek sevmem ama mecbur çaya doyamadıysam hoşgeldin haşlama!) hüp hüüp sesler!


Tavşan kanı lütfen^^

Evet hemen hemen her Türk evinde olan şeyler. Bu yüzden sizlere pekte uzak gelmedi.
Tabii aranızda çay sevmeyen vardır illaki.
Ama meyveli çaylara da hayır diyebildiğinizi pek sanmıyorum :)
Sallama çayında gözünü seveyim! Ama tabi demlik bir başka canım!
Şöyle efendime söyleyeyim su kaynayacak, (çaydanlık uçtu uçuyor der babam)
sonra demliğe boşaltacaksınız suyu. Kelebekler(çay parçacıkları)
su üstünde yüzecek ama bekleyeceksiniz çökene kadar. Çöktü mü tamamdır!
Bir film koyupta seyrettik mi, yanında dumanı tüten çay,
keyfimize diyecek yok! İşte bizim klasik Türk evlerimiz böyledir.
Var mı bizim gibi çay kültürüne sahip bir ülke??
Derken derken, merakımdan bana gelen sallama çayları
büyük bir heyecanla denemeye başladım. Şuracığa da koleksiyonumu bırakayım.


Çay aşktır arkadaşlar. Her gün arananlar arasındadır hele ki tiryakiler için.
 Çaykolikte diyebilirsiniz. Bizde Çaysadım diyoruz. 
Susamak gibi bir şey kısacası.

Hele ki bazılarımız plastik bardaktan içmemek için cam bardak taşır yanında bazen...


Okulda eskiz dersinden bir fotoğraf

***

      

Bunlarda çaysamaya sebep kitaplar

***


Çay edebiyatını yarıda bırakarak çayların nerelerden geldiğini anlatayım o halde.
Almanya, Tayvan, Amerika, Güney Kore, Darusselam, Fransa..
Ayrıca Güney Kore ve Rusya'dan gelen kahveleri de fotoğrafta görebilirsiniz.
Gelenler genelde meyveli çay fakat Güney Kore'den gelenlerin içinde çoğunlukla bitki çayı var.

Dizilerde de gördüğümüz gibi çayın yeri özel Kore'de. Önemli toplantılarda demliklerden çaylar bardaklara boşaltılıverilir hemen.
Bende bir heyecanla denedim bitki çaylarını.
En altta duran yeşilli beyazlı paket Kore bitki çayı. Tadı fena değildi.


                                                                              ***


Benim için tamamiyle hayal kırıklığı olan budur.
Çoğu blog yazarına gönderilmiş bir çay. 
Ben pek sevemedim. Arpa tadındaydı diye hatırlıyorum.
İçemeyip dökmüştüm :(



Almanya'da yaşayan Kazak arkadaşımın gönderdiği çay.
Tadı güzeldi. O yüzden sorun çıkmadan bitirebildim :)


Bu da Kore'den gelen kahve.
Tadının bizimkilerden hiçbir farkı yok.
Rahatça içilebilir.
Yalnız şöyle ki; sallama şeklinde. Ucu yırtılıp bardağa dökülen cinsten değil . 
Çay poşeti gibi.




Amerikalı mektup arkadaşımın gönderdiği çaylar.
Mangolu olan güzeldi. Üsttekini henüz içmedim. Mavili beyazlı poşetteki çayı da zar zor içtim diyebilirim. Beyaz çay diye geçiyor. Vanilyalıydı sanırım.


Aynı arkadaşımın gönderdiği diğer mektuptan çıkan çaylar. Henüz denenmediler.
Alttaki aynen o şekilde geldiği için mektup baharatlı çay kokuyordu.
 Görüntüsünden dolayı içmeye kıyamadım.
Çaylara özel ilgisi olan ve çay koleksiyonu çokça çay barındıran bir arkadaşımdır kendisi.
 İleride bu yönde bir dükkan açmayı planlıyor. Umarım hayallerini gerçekleştirebilir. :)



Farklı zamanlarda Tayvan'dan gelen aynı çaylar. Henüz denemeye fırsatım olmadı.



Eli bol arkadaşım Almanya'dan 5 poşet birden göndermişti. :)
Alttaki üçlüyü denedim.
En alttaki kirazlı vanilyalı. Vanilyadan dolayı pek sevemedim.
Diğerleri daha iyiydi.



İçtiğim hiçbir çayın, kahvenin poşetini atmıyorum, saklıyorum.
Hatta tutma yerlerini de çaydan ayırıp saklıyorum.
Alttaki ikili çok orijinal gelmişti gözüme.
Tutma yerleri kartondan. 
Üstteki klasik, ipe bağlıydı.



Son olarak Amerika'dan gelen bir başka çay.
Tadını tam hatırlamasam da tutma yerinde ki söz hoşuma gitti.
Live through consciousness, not through emotion.
Bilinçle yaşa, hisle değil.

*****

Sizler çaylar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Olmasa da olur mu yoksa aman yok olur mu ben demliğimi şöyle yamacıma alayım mı?

Yorumlarınızı merakla bekliyor olacağım. :)
Saat 01.46
Günlerden pazartesi.
Kore'de ki arkadaşım Seowon'un doğum gününü de kutlayarak yazıma son veriyorum. 
Herkese iyi geceler !!

안녕 내 예쁜 친구 서원!
생일 축하해!!
나랑 친구 해춰서 
너무 너무 너무 
고맙다! 
언제나 그리고 영원히 
친구 하자!!
            안녕! (ㅅ.ㅅ)




15 Ağustos 2016 Pazartesi

Güney Kore'ye İlk Mektubum

Herkese merhabalar!
Bu yazımda sizlere ilk mektup arkadaşımdan bahsedeceğim.
Hazırlık okuduğum sene yani bundan 2 yıl evvel ingilizcemi geliştirmek adına çeşitli sitelere kaydoldum. Bunlardan birisi de interpals. Birçok arkadaş edindim bu sitede. Ve halen 2 tanesiyle görüşmeye devam etmekteyim. Hesabı kapatmış olsamda KakaoTalk üzerinde konuşmaya devam ediyoruz.
Arkadaşlarımdan biri Güney Koreli diğeri de Faslı.
Ehemm efendime söyleyeyim bu iki arkadaşla iki yıldır bağlantıyı koparmadık maaşallahımız var ki. İkisi de oldukça samimi ve canayakın :)
Güven kazanmak çok önemli arkadaşlar. Özellikle Koreli arkadaşımın güvenini biraz zor kazandım. Fazla ilgi görünce altında bir art niyet arıyorlar haliyle. Fotoğraflaşmak istediğimde çok çekinmişti. Şimdilerde ise gezdiği yerlerin fotoğrafını benimle paylaşıyor hatta kartlar gönderiyor. 

Yılmayın diyorum yani sizlere. Fazla da bunaltmayın tabii. Aradaki dengeyi kurmak çok önemli.
Bende çok başarılı olduğumu söyleyemem. Bazı arkadaşlıklarım başlamadan bitti. Fakat bazılarıyla da hala görüşüyoruz. Karşı tarafında tutumunda kaynaklı olduğunu söyleyebilirim.

 10'a yakın belki geçkin mektup arkadaşım var. Kakaotalk'u yabancı arkadaşlarım için kullanıyorum. Siz ne verirseniz onu alırsınız arkadaşlar. Bol bol sevgi verin. Kpop Kdrama diyerek fazla sıkıntı vermeyin. Emin olun siz onlardan daha çok bilgi sahibisiniz. 
Şunu izledim bunu dinledim dediğinizde şoka girebiliyorlar. Onların takip etmediği dizileri siz izlediğinizde siz daha çok Koreli oluyorsunuz gözlerinde. Bana koreli, 한국 미국 터키 토끼 사람diyen bir arkadaşım bile var! :) 
(-터키 토끼!!!
+언니!! 
sonra gözlerden kalpler fışkırıyor :D )

Aynı dizileri takip edip sizden önce izleyebildiği için azıcık spoi veren tatlış koreli arkadaşlarımız bunlar. Basın bağrınıza ! :D

Güney Kore'ye İlk Mektubum

Güney Koreli arkadaşıma bir paket göndermek istediğimi söylediğimde şaşırdı haliyle. İlk defa yurtdışından paket alacakmış çünkü. Komik olan şudur ki bende ilk defa yurtdışına gönderiyorum. Üzerimde tatlı bir heyecan ve fazlasıyla acemilik vardı. Ama olsundu! Sonuç olarak birbirimizin ilkleri olmuşuz. 사랑해 친구야!! ehueheu

Adresi aldım.Hediyeler hazır gönderiyorum. Göndereceğim ama ay şunu unuttum mu bunu da koydum mu diyerek kaç kez paketi kontrol ettim acaba. O kadar da büyük bir şey değildi ki ilk paketim, ahh tatlı heyecanlar işte.

Nihayet mektubu gönderdim. Mektup diyorum çünkü ucuza gitsin diye kutuya falan koymamıştım. Zarfın içine güzelce yerleştirip bantlamıştım.

Sanırım 2015 yılı Ağustos sonu Eylül başı gibi gönderdim paketi.
Çok geçmeden ulaştı paketim 11-14 gün civarı ulaşıyor zaten genelde.
Mesajı aldım, ulaşmış. Kakaodan resimler gelmeye başladı.
İlk postam ulaşmış. Allaaaaah. Koşturdum evde ileri geri sevincimden. Seowon'da çok mutlu olmuş hediyeleri görünce. Şuracığa eline ulaştığında attığı resimleri bırakıyorum.


Gönderdiğim nazar boncuklu bilekliği tatlış bir pakete asıp sevgisini gösterdi böylece :)


Kendi çektiğim fotoğrafları paylaşmıyorum şimdilik. Acemilik zamanlarıma verin halının üzerinde çekmişim :D
Halının üzerindeki paketi görenler beğene tık misali..  ㅠㅠㅠ

Gördüğünüz gibi gönderdiğim hediyeler.
*2 nescafe
*2 sallama çay
*1 oneo paket sakız
*1 istanbullu kitap ayracı
*2 kartpostal
*nazar boncuklu bileklik
*mektup kağıtları
*kalem süsünü kıvırarak yaptığım kalp
*1 tane sevimli kart ( o nasıl oluyor derseniz; kitap kapağı gibi açılan tebrik kartlarının kore,  japonya tatlışlığıyla buluştuğu ve benimde kırtasiyede görünce üzerine atladığım bir kart.)

Böyleydi arkadaşlar. İlk deneyimim için iyi bir başlangıç yapmış olduğumu düşünüyorum. Tabi artık arkadaşlığımız büyüdü hediyelerimiz arttı. Mutlululuğumuz da haliyle çoğaldı :)

Sonraki yazımda bu pakete karşılık Seowon'un bana gönderdiği paketi paylaşacağım. Tatlı mı tatlı Kore hediyelerini görmek için beklemede kalın! :)



31 Temmuz 2016 Pazar

POSTCROSSING - KARTPOSTAL AKIMI ^.^

Merhabalar ben geldim!! 
Heyecanımı iki dakikalığına susturarak oturdum bilgisayarımın başına haydi bismillah başlıyoruzz..
Evet arkadaşlar nedir bu postcrossing? Ne işe yarar? Yeniyor mu?
Bu tür soruların cevaplarını bulabileciğiniz bir yazı olacağını düşündüğüm için yazmaya karar verdim  ki, anlattığım çoğu kişi heveslenerek kalkışmıştır bu işi yapmaya. Haydi o zaman hazırlayın  kartpostallarınızı! Sizleri yıllar öncesine götürüyorum. Fiyuuuuu
Herkesin bildiği gibi zamanında kart atmak oldukça revaştaydı. Bayram için aileler haftalar  öncesinden birbirlerine kartpostal yazmaya başlardı. Koleksiyondan en güzel pullar seçilirdi ve  postane yollarına düşülürdü.
Pul mu aman o da nedir? Diyenlerinizin olduğunu sanmıyorum çünkü en azından her öğrencinin  okula kaydolurken teslim etmesi gereken evrakların yanı sıra bir iki top A4 kağıdı ve 10’un katı  şeklinde pulun satın alınmasını istediklerini unutmadık değil mi? Eve gönderilecek olası mektuplar  için önceden parasını almakta diyebiliriz buna. Pulların para niyetine kullanıldığını da hatırlatmakta  fayda vardır o halde. 
Peki şimdi asıl konumuza gelelim.
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine baktım bu siteye. Şuracığa yazıyorum. www.postcrossing.com
Bir gün okuldayız. Arkadaşım koşa koşa elinde bir şeyle geldi. O kadar heyecanlıydı ki tam yemelik!  Bana elindeki zarfı göstererek ne olduğu anlattı. Yurtdışından geldiğini falan filan derkene yurtdışı  kelimesine takılı kaldığım bir gerçek tabiki :D Sonra kulaklarımı dört(!) açarak dinlemeye devam  ettim. Anlattıkça bende heyecanlandım doğrusu. Dedim ben neden yapmıyorum? 


Sonrasında kırtasiyelerden çeşitli kartpostallar satın alarak siteye kaydoldum. Bu sitenin amacı  gönderdiğin kadar kartpostalı farklı ülkelerden alabilmek. Bir nevi değişim diyebiliriz.
İlk olarak siteye kaydolduğunuzda 5 kişiye gönderme zorunluluğunuz var. Siz ilk 5 kişiye  göndermeden alamayacaksınız aksi takdirde. Peki bu ülkeleri ben mi seçiyorum? Hayır efenim.  Sitenin robotu sizin için rastgele seçiyor ve göndereceğiniz adres karşınıza ID’si ile beliriyor. ID’yi  mutlaka kartpostalınıza eklemeniz lazım. Çünkü karşınızdaki kişi kartpostal ona ulaşana kadar sizin  gönderdiğinizden haberi olmuyor ve sizin kartpostalınızın kullanıcıya ulaştığını görebilmeniz  amacıyla ID yöntemi var. Ayrıca bu yöntem e-posta adresine HURRAY!!! adı altında posta gelmesini sağlıyor. Bu sayede işliyor site ve gönderilen/alınan kartpostallarınızın sayısı sitede her seferinde değişiyor. 
İsterseniz site üzerinde gönderdiğiniz ve aldığınız kartpostalların albümünü yapabiliyorsunuz.
Bunun yanı sıra site size oldukça fazla imkan sunuyor. SWAP dediğimiz karşılıklı kartlaşma işlemi  içinde buton bulunmakta.  Yes/No butonu olarak değiştirebiliyorsunuz. Direct swap: Yes gördüğünüz kişilere çekinmeden mesaj atabilirsiniz.
Bu konuyla ilgili eklemek istediğim bir kaç bilgi var:
1) Kaydolurken size birkaç soru yöneltiliyor. A) Kendi ülkenizden kartpostal almak ister misiniz?  
B)  Aynı ülkeden tek seferde birden fazla kartpostal almak ister misiniz?
Bu tür seçenekler sizin iradenize bırakılıyor. Size tavsiyem; aynı ülkeden birden fazla kartpostal almayı işaretlemeyin. Aksi takdirde Rusya ve Almanya yoğunluklu olabiliyor size gelenler. Sebebiyse, en çok bu iki ülkenin kullanıcılarının aktif olması.
2) Kartpostalları almadan önce iyice bir araştırın derim. Kimsenin sizi saf yerine koymasına izin  vermeyin. 1 Liralık kartpostal size ucuz gelebilir fakat piyasada gerçek değeri 25 kuruştur. Tabi  25 kuruşluklar her yerde bulunamayabiliyor. Bu yüzden en kötü ihtimal 50 kuruşlukları araştırın.

                    

3) Postaneye gittiğinizde görevliden pul yapıştırmasını isteyin. Hatta pulları vermesi
ni söyleyin siz  yapıştırın ki daha garanti olsun. Hem son hallerini fotoğraflayabilirsiniz :)
4) Pulları önceden yapıştırmak istiyorsanız birçok yerden pul edinebilirsiniz. Ablam ve ben PTT’nin  kendi sitesinden pullarımızı alıyoruz. Postaneye gitmeden önce yapıştırdığımız için postanede bir işimiz kalmıyor. Yukarıda belirttiğim gibi pullar para niyetine geçtiği için parasını önceden vermiş  oluyorsunuz.



5) Bir kartın gönderim ücreti 3 lira 20 kuruştur. Önceden daha uygundu, şuan ki ücretler evde karalar bağlama sebebimiz :( 
6) Tebrik kartı göndermek istiyorsanız şöööyle baştan sona döşemeli şeyler yazamıyorsunuz. Sadece  birkaç cümleyle bitirmeniz gerekiyor yazacaklarınızı. Sebebiyse tebrik kartının haberleşme aracı  olarak kullanılmaması. Kartpostaldan ayrılan yönü bu oluyor. 
7) Site size adres verdiğinde kullanıcının özelliklerini ve bilgilerini güzelce okuyun. Bazıları sizinle  arkadaş olmak isteyebilecek kıvamda. Ve kartpostala yazmanızı istedikleri olabiliyor. Ne yapmaktan  hoşlanırsın? Favori filmin, en sevdiğin yemek vs vs. Bu soruları yanıtlayarak dostluk bağlarını  kurabilirsiniz. Postcrossing'ten penpal dostluğuna uzanan çok fazla arkadaşım oldu. Bu sitenin bana kazandırdığı dostluklar çok başka. (sonraki yazımda penpal nedir konusuna değineceğim)
8) Kartpostalınızı zarfın içine koyup koymamak size kalmış. Bazıları zarfsız istiyor. Bilirsiniz ki kartın  yolculuğu 10/20 gün arası değişiyor ve bu süre zarfında birçok kişinin elinden geçip çokça yerler  görüyor. Kartınız bile anılarla dolu oluyor!! :) İşte bazıları bu anıların zarfa değilde karta yapışık  olmasını diliyor. Biraz yıpranmış kart, yolculuk anılarını üzerinde barındırabiliyor.  Herkesin tercihi farklıdır saygı duymak gerek, bu yüzden lütfen dikkatle okuyalım ne yazdıklarını :)

            


       
                
                                                        (PTT'de beklerken ihihi)

9) Dilerseniz kartpostalın arkasına bozuk para(coin) yapıştırabilirsiniz. Çoğu kişi para koleksiyonu yapıyor. (Bunu da profillerine coin yazarak belirtiyorlar.) Sizde bu şekilde koleksiyon yapabilirsiniz. Oldukça zevklidir. Ben çay koleksiyonu yapıyorum ablam  ise bozuk para kolesiyonu. Kendinizi tanıttığınız kısımda koleksiyonunuzdan bahsederseniz sizin için  fayda sağlayacaktır. :)
10) Pullarını kartpostaldan veya zarftan ayırıp pul koleksiyonu yapmak isteyenleriniz olursa yorumda belirtebilirsiniz. Pullarınıza ve kartınıza zarar vermeden sökebilmeniz için ablamla yaptığımız  uygulamayı sizlere anlatabilirim.
11) Posta kutunuzu sık sık kontrol edin. Aslında bunu söylememe pek gerek yok çünkü her gün  bakma gereği duyacaksınız. Posta kutusuna giderken ki heyecanı hiç bir şeyle kıyaslayamam  arkadaşlar. Hele ki aile bireyleriniz kapıda POSTAN VAR. Diyerek belirdiğinde dünya 2 saniyeliğine  duruyor :D Acaba hangi ülkeden geldi? Neler yazdı? Bu tür sorular artık sizin heyecanınızın bir  parçası haline geliyor. Unutmayın ne kadar kart yollarsanız site size o kadar insan yönlendiriyor. Müthiş değil mi?? Kart gönderdiğime göre heyecanla bekleyebilirim havasında oluyorsunuz.

                              

12) Adresinizi açık bir şekilde yazmaya özen gösterin ve Türkçe yazdığınız adresinizin sonuna TURKEY yazmayı unutmayın. Her ülkeden anlaşılabilmesi için ülke adını ingilizce yazıyoruz. Adınızıda eklemeyi unutmayın.
13) Kartpostalınızın yazı kısmını renkli kalemlerle süsleyip renkli bantlar, stickerlar yapıştırabilirsiniz. Biraz da biz eğlenelim değil mi? Bir de kartpostalınızın ulaştığı kişiyi  düşünün. Ohh mis sevaba girdiniz vallahi.
14) Kartpostallarınızı ingilizce yazmanız gerekiyor. Ortak dil olarak ingilizce kullanılıyor. Bu durum  işimize geliyor da diyebiliriz. Dil gelişimi için oldukça faydalı. Tabi isterseniz kendi dilinizde birkaç  kelime yazıp ingilizce anlamlarınıda ekleyebilirsiniz ilgi uyandırmak amacıyla. Bana gelen son  kartpostalda konnichiwa yazıyordu mesela :) (Japon'ya dan geldi kiii hihihihi) 
15) Son olarak; siteye giriş yaptığınızda göndereceğiniz kişilerin seçilmesi için  send a postcard(karpostal gönder), aldığınız kartpostaldaki ID’nin girişi için ise  register a postcard(kartpostal kaydet) seçeneklerine tıklamanız gerekiyor.
16) Bir başka tavsiyem ise şudur ki; kullanabiliyorsanız siteyi ingilizce kullanın arkadaşlar yoksa google translate gibi içler acısı bir çeviriye mağruz kalıyorsunuz :( :( :(
....
Bu maddeler uzar gider, aklıma geldikçe eklemeyi düşünüyorum. Umarım ilginizi çekebilmişimdir.  Size bir hobi kazandırabildiysem ne mutlu bana!
Yazın arkadaşlar bol bol yazın güzel ülkemizi tanıtın. Özellikle ilgi duyduğunuz ülkeler denk gelirse  zarfın içine küçük hediyelerde koyabilirsiniz. Kendi adresinizi de yazabilirsiniz. Geri dönüş yapmak  isteyenlerde olabiliyor. Hediye ekleyince postanın maaliyeti gramına göre değişiyor unutmadan  söyleyeyim. Bazı zarflarımın gönderim ücretleri 3-4 liraya kadar çıkmıştır hediyelerden dolayı.
Güzel güzel kartpostallar alıp güzel yazılarınızla kalpleri fethedin ülkemizin gücünü gösterin haydi  aslanlarım !! :D 


(İnsanlar üzerinde bu sayede merak uyandırabiliyorsunuz, oldukça etkili!! Tecrübeme dayanarak  söylüyorum) Bizlerde kartlaşabiliriz, sizleri tanımayı çok isterim kartpostal koleksiyonunuzda  küçükte olsa bir faydam olsa ne güzel olur !! :)
Bu arada bana bu hobiyi kazandıran canım arkadaşım Elif’e ve bu heyecanı her hafta hatta her gün  benimle birlikte yaşayan canım ablama kucak dolusu öpücükler, sevgiler!!
Şimdilik hoşçakalın!! Umarım sizi sıkmamışımdır :)
O halde sonraki yazımda görüşmek dileğiyle ^.^
HAVE A NICE DAY AND HAPPY POSTCROSSING !

                              

(Sonraki yazılarımda koleksiyonlarımı paylaşmayı düşünüyorum beklemede kalın ! :)  )