Türkçe Şarkı Sözleri Blogspot

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

Eğlenceli interaktif Şarkı Sözleri Bloğu

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

Arama butonumuzdan istediğiniz şarkı sözü 'nü ara!

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

blogger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
blogger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Mayıs 2018 Perşembe

TOPIK SINAVINA GİRDİM - VE SONUCUM !! :)




Herkese merhabalar,
Beklenen gün geldi ve sınav sonuçları açıklandı :) :) Nasılll güzel bir gün :)

Uzun zamandır bugünün hayalini kuruyordum, ve bunun için çok çalışmıştım. Yaklaşık 3 yıldır kendi çabalarımla Korece çalıştım alfabeyi öğrendim kelime ezberi yaptım dil bilgisi çalıştım derken birden kendimi sınava kaydolurken buldum. Hazır mıydım değil miydim bilmiyordum bu sebeple eski sınav sorularını evde süre tutup çözmeye başladım. Hatalarımın üzerine düştüm ve en çok çıkan kelimeleri mercek altına alıp kağıtlara yazdım odama astım ve ezberledim.

Sınava kaydolurken bazı aksilikler yaşamıştım bir önceki postumu okuyanlar bilir. Sanıyordum ki bu kadarla kalır, fakat yanılmışım. Sınav günü başıma gelenler şaka gibiydi, sanki sınava girmem istenmiyor da bütün aksilikler beni bulmuş gibiydi. O halde bir throwback yapalım 14 Nisan'a ve görelim bakalım neler yaşamışım sınav günü.

13 Nisan 22.30'da İzmir'den hareket ettik, 14 Nisan 06.30 civarı Ankara'ya vardık. Ankaray'la Aşti'den Kızılay'a gelince yürüyerek şu gördüğünüz binaya ulaştık.





07.00 Civarı vardık fakat sınav 09.00'da olduğundan Cafe 'ye oturup kahvaltı yapalım dedik. Tömer'in hemen karşısında ki Cafe'de.


İyi hoş, yedik içtik, ara ara kalkıp baktım Tömer açıldı mı diye. Kimseden ses seda yok. Yaklaşık 08.00 gibi güvenlik görevlisi geldi ama sınavla ilgili bilgisi olmadığından yardımcı olamadı. Bende beklemeye devam ettim. 


Binaya girişte baya bi tuhaf yerden. Girişi bulmak biraz zamanımı almıştı.
Her neyse, saat oldu 08.40. Çalışanlar gelmeye başladı. İçeriye sordum sınava gireceğim dedim beklettiler, sonrasında bi görevli geldi elimdeki broşüre baktı. Sınav yeri burası değil dedi.. 

Nasıl ya nasıl yani? Sınava 10 dk kalmış, saat 08.50. Google map'ten bakınca burayı gösteriyor, kimsede demiyor bu çocuklar yanlış yere gider şuraya bi yer bildirimi koyalım. 

Apar topar binadan çıktım, Cafe'de oturan babama olanları anlattım. Allah'tan Cafe'nin önünde taksiler vardı birine atladık dedik bizi uçur, geldik İzmir'den ama sınava giremeden gideceğim.



Saat 09.05 civarı Ankara Üniversitesi kampüsünün önüne geldik. Taksici bizi indirdi, yaşasın okuldayım derken o da nesi? Tömer kampüsün en sonundaymış...

Yok gerçekten ben bu sınava girersem başıma taş yağacak ne badireler atlattım hala sorun çıkıyor diye düşünürken bir yandan babamda telaşlanmaya başlayınca koşalım madem dedik. 

Bir güzel sabah sporumuzu yaptıktan sonra yaklaşık 09.15'te Tömer'e vardık. 
Buradan yetkililere sesleniyorum. Bir tane tabela koyun sağa sola lütfen mağdur oluyor bu şekilde herkes. Tömer olduğunu kapının üstündeki sınav afişinden anladık.

Sonrasında içeri girdiğimde Koreli görevliler bizi karşıladı :) Türkçeleri oldukça iyiydi. Neyse ki sınavı 09.30'da başlatacaklarmış, bende geç kalmadığımı öğrenmiş oldum.

---
Birazda sınavdan bahsedeyim. Sınav için kalem götürmenize gerek yok. Sınavda dağıtılan keçeli kalemleri kullandık. Yanlış yaparsanız görevli öğretmen size daksil getiriyor. 

Masanıza kimliğinizi ve sınav giriş belgenizi koymalısınız ki görevli öğretmen sınav başlamadan son kontrolleri yapabilsin. Sınav giriş belgesini binaya girer girmez Koreli bir görevliden aldım. Çoktan çıktısını almışlardı.

Sınavda ilk önce dinleme sonrasında okuma kısmı uygulanıyor. Evde yaptığım denemelerin o kadar çok faydası oldu ki soruları sanki evde çözüyormuş gibi hissetmiştim.

Ve tabii ki önceki denemelerden çıkardığım notların ve kelime listesinin epey faydasını gördüm. Birebir aynı kelimeler çıktı diyebilirim. İsteyen olursa bir ara paylaşırım sonraki postlarda.

Sınav bitiminde test kağıdını ve kalemi teslim edip binadan ayrıldık. Uçarcasına çıktım binadan, sağ sağlim atlattığım için. Şuraya da bir fotoğraf bırakayım :)


Çıkışta Anıtkabir'e gittik babamla. O kadar güzeldi ki, müzeyi gezme fırsatımız da oldu. Bol bol fotoğrafta çektim. 


---
Evet gelelim asıl meseleye. Sınav sonucu bugün yani 24 Mayıs'ta açıklandı. Fakat Kore'de kullanılan sınav sonuçlarının açıklandığı siteye girmek epey zordu hatta siteye girmekte başarısız oldum ve sonucuma kendim bakamadım. Sebebiyse Korelilerin internet explorerin en güncel halini kullanıyor olmaları olsa gerek. 

Türk olup Koreli eşiyle Kore'de yaşayan, instagramdan takip ettiğim betulhun'a hemen dm attım nasıl girebileceğimi sormak için. Kendisinin sınava öncelerde girdiğini biliyordum ve sonuçlarını da görmüştüm. Sağolsun o kadar tatlı ki, bilgilerini ver ben bakayım dedi ve sonucumu hemen gönderdi :)



Evet arkadaşlaaar, 200 puan üzerinden 162 puan alarak 140 barajını geçmiş ve seviye 2'yi vermiş oldum. Yani girdiğim TOPIK I sınavındaki en yüksek seviye :)

İnsan isteyince başarabiliyormuş, inanarak gönülden yaptığı bir işle hayallerine ulaşabiliyormuş. Ne kursa gittim ne de özel ders aldım. Bunca zaman kendi gayretimle çalıştım. En faydalı siteleri keşfetmek için uğraştım, Koreli arkadaşlarımla anlaşabilmek için ne terler döktüm, düşüncelerimi Korece'ye çevirmeye çalışırken ne sözlükler yıprattım. Ve nihayet olmak istediğim yerdeyim.

İnanın. İnandıkça başarmamak için hiçbir neden yok. İçinizdeki gücü ortaya çıkarın. Hayallerinize koşun. Size en çok kendinizin faydası dokunabilir bunu asla unutmayın. Ve zorluklarla karşılaşınca asla pes etmeyin. Güzelliğe ulaşmak için dikenli yolları aşmak gerekir.




Artık gönül rahatlığıyla TOPIK II 'ye hazırlanabilirim. Hedef seviye 4 !! :)

Bana sormak istediğiniz bir şey olursa bu postun altına yazabilirsiniz veya instagramdan dm atabilirsiniz:  efsansnmz

---
TOPIK maceramı okuduğunuz için teşekkür ederim, başka güzel haberlerde görüşmek dileğiyle hoşçakalın :)

Önceki postu okumak isteyenler için

---

Korece şarkıların Türkçe okunuşlarına ulaşmak isteyenler aşağıdaki linke tıklayabilir :)


25 Ocak 2018 Perşembe

TOPIK SINAVINA BAŞVURDUM ( DİKKAT!!!!)

Herkese merhabalar
Bu yazımda çok önemli bir konuya açıklık getireceğim. Hepinizin işine yarayacağını düşündüğüm bu bilgileri bizzat bir hafta içerisinde deneyimleyerek yaşadım. Sizlerinde aynı zorlukları yaşamaması adına TOPIK sınavına nasıl başvurulacağını anlatacağım.

Hayalim, 14 Nisan'da gireceğim TOPIK I sınavında 140 puanı geçebilmek. Sınavın tamamı 200 puan, eğer 80 puanı geçerseniz TOPIK I sınavınının seviye 1 ini vermiş oluyorsunuz, eğer 140 puanı geçerseniz seviye 2 yi vermiş oluyorsunuz. Nisan' da ki sınavda seviye 2 yi verebilirsem Ekimde tekrar yapılacak olan sınavda TOPIK II ye başvurup seviye 3 veya 4 ü verebilmek istiyorum.

Hedefim bu yönde, hayaller ve şartlar bunu gerektiriyor. Çoğunuzun da bildiği gibi Kore Hükümeti Bursu'na başvuracağım için TOPIK sınavında geçtiğim her kur benim için avantaja dönüşecek.

Şimdi gelelim başvuru kısmına..

Arkadaşlar ilk olarak dikkat etmeniz gereken konu, başvuracağınız şehir.
Eğer İstanbul'da sınava girmek istiyorsanız Kore Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu'na, Ankara veya Kayseri'de sınava girmek istiyorsanız Kore Kültür Merkezi'ne başvurmanız gerekiyor.

Sınava gireceğiniz şehri belirledikten sonra bütün belgelerinizi şehre göre ayarlayacağınız için bu konuya dikkat çekmek istiyorum.

Mesela ben Ankara'da sınava girmek istiyorum. O zaman,
Kore Kültür Merkezi'nin web sitesindeki başvuru formunun çıktısını almam gerek.

İstanbul'da sınava girmek istiyorsam,
Kore Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu'nun başvuru formunun çıktısını almam gerekiyor.

Başvuru formları benzer olsa da aynı DEĞİL!!

Benim yaptığım hatayı yapmayın, lütfen bu kısma dikkat edin. İstanbul için başvuru formunda 2 adet vesikalık istenirken Ankara için 1 vesikalık yapıştırıyorsunuz kağıda. Çünkü İstanbul'a yaptığınız başvuru da giriş belgesi de aynı kağıtta. Ankara başvurusunda öyle değil, sınav günü veya birkaç gün önce(yanlış hatırlamıyorsam) Kore Kültür Merkezi'nden veya sınava gireceğiniz okuldan (Ankara Üniversitesi) alıyorsunuz giriş belgenizi.

*Eğer yanlış formu gönderirseniz başvurunuz geçersiz sayılıyor.

Diğer farklılıklara gelelim.

-Ankara için başvuru ücretleri TOPIK I = 60 Lira TOPIK II = 70 Lira
 İstanbul için başvuru ücretleri TOPIK I = 70 Lira TOPIK II = 80 Lira

-Ankara için ücreti AKBANK'a
 İstanbul için ücreti GARANTİ'ye yatırıyorsunuz.

(Her yıl değişebilir, bu sebeple şartnameleri dikkatlice okuyun.)

Bir diğer önemli UYARI!!

Ücreti ATM'den yollayamıyorsunuz, bankadan sıra alıyorsunuz ve havaleyi bu şekilde yapıyorsunuz. ATM'den çok denedim, hata verince Kore Kültür Merkezi'ni aradım, ATM'den hata verebildiğini söylediler. Uyarımı dikkate alırsanız benim gibi boşa zaman kaybetmezsiniz.

Havale sonrası verilen makbuzu da başvuru için göndereceksiniz, bu sebeple kağıdı atmayın veya zarar verecek hareketlerde bulunmayın.

Şimdi gelelim başvuru formuna.

Bu örnek Kore Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu'na Başvuranlar için;
Görüldüğü gibi 2 vesikalık yapıştırılıyor, bazı bilgiler tekrarlanıyor.


Bu örnek de, Kore Kültür Merkezi'ne başvuracaklar için.
Tek vesikalık içeriyor.

Sınav tarihleri aynı olsa da başvuru tarihleri farklıydı
İstanbul için;

Başvuru Tarihi: 12 Ocak 2018 (Cuma) – 25 Ocak 2018 (Persembe)
Yer: Kore Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu


Ankara için;

Başvuru Tarihi: 2 Ocak 2018 (Salı) – 22 Ocak 2018 (Pazartesi)
Yer : Kore Büyükelçiliği Kore Kültür Merkezi


Formu doldurduktan sonra sitede ki adresi zarfa yazıyorsunuz ve Banka Makbuzu ve Başvuru Formunu PTT'den gönderiyorsunuz. APS Kargo'yla 1 gün içinde ulaşıyor ve internet üzerinden de kargonuzu takip edebiliyorsunuz. Normal gönderime göre daha pahalı olsa da (16 Lira civarı tutuyor APS ile) bu tür resmi belge gönderimlerinde APS'yi tercih etmeniz daha sağlıklı olacaktır.

Böyle de bir makbuzunuz olacak parayı havale edince.



Belgelerin zarar görmemesi için poşet dosya ve şişme zarf kullanabilirsiniz.



Belgeleri ekledikten sonra zarfa adresi yazın.



APS gönderecekseniz bir de bu formu PTT'de doldurmanız gerekiyor.



Size böyle bir kağıt verecekler. Soldaki ilk çizdiğim dikdörtgen kısımdaki numarayı PTT gönderi takipten aratıp kargonuzun ulaşıp ulaşmadığını kontrol edebilirsiniz.
Birkaç gün içinde Kore Kültür Merkezi'ni arayıp teyit ettirdim. Bu sayede de giriş belgesini nereden alacağımızı öğrenmiş oldum. 



Aklınızdaki her türlü soruya cevap bulabilmek için Kore Kültür Merkezi'ini arayabilirsiniz, kibarlıkla karşılıyorlar ve hiçbir sorunuzu cevapsız bırakmıyorlar.

Umarım yazımı beğenmişsinizdir ve ilerde TOPIK sınavına başvuracaksanız size kaynak olabilecek niteliktedir. Şimdilik hoşçakalın. Sorunuz varsa yoruma yazabilirsiniz.

Yazımı +1 lerseniz daha fazla kişiye ulaşmasına yardımcı olursunuz, şimdiden teşekkürler :)



TOPIK sınav sonucumu yazdığım postu okumak isteyenler için


2 Eylül 2017 Cumartesi

Instagram Arkadaşlığından Gerçek Dostluğa Dönüşen Hikayemiz

Merhabalar

Dün paylaştığım postta yazmışım da yazmışım. Sayfalarca yazmak zihnimi boşaltmış rahatlamışım. Bugün de sizlere farklı bir konudan bahsetmek istiyorum.



Sosyal medya arkadaşlığına güvenir misiniz? Tanıştığınız birine her şeyinizi anlatır mısınız? Ya da birlikte hayal kurar mısınız? Her üzgün anında yanında olup teselli eder misiniz, uzaklardaki biriyle mutluluğunuzu paylaşır mısınız?

Saydıklarımın bir çoğunu yapması oldukça zor. Sağlam ilişkiler güven temeli üzerine kurulduğundan internette tanıştığımız insanlara pek de güvenemiyoruz. Bende bu şekilde düşünürdüm. Çevremdeki insanlarla bile çok yakın olmayı beceremezken uzaklarda yaşayan biriyle sıkı fıkı olmak zor olsa gerek. Mektup arkadaşlığını saymıyorum o çok başka. Benim bahsettiğim de arkadaşlık değil zaten, dostluk.

28 Temmuz'da gelen ilk mesaj:

-Merhaba ben Aleyna, yurtdışı kargoların çok çok sevimli çok beğendim o yüzden mesaj attım

Bu şekilde ilk adımı atan arkadaşıma mektup arkadaşlığından bahsederek ptt gönderilerini açıkladım. Konuşma uzadı uzadı arkadaşlıkları nereden bulduğumuza geldi, ingilizce ve koreceyi nasıl çalıştığımızla ilgili konuştuk derken muhabbetin sonuna geldik.

Pek adetim değildir ilk tanıştığım insanlara tekrar mesaj atmak. Karşı taraftan Günaydın mesajı gelince cevap verdim ve bu seferde yaşadığımız şehirler hakkında konuştuk. Ordu ve İzmir. Uzun soluklu konuşma sonrası muhabbet yine bitti ve ertesi gün tekrardan mesaj geldi.

Günaydııın :))

Bende aynı samimilikte cevap verdim ve muhabbet yine güzel bir şekilde devam etti. Muhabbet bitince ertesi gün bir daha mesaj geldi.

Günaydıın

Bende cevap verdim.

Günaydınlaaar

Muhabbetlerimiz ilerledikçe samimiyetimiz arttı. Bıkmadan her gün bana günaydın mesajı atmasa belki birkaç mesaj sonrası birbirimize bir daha mesaj atmayacaktık.

Sonrasında Postcrossing uygulamasından bahsettim kaydını yaptık ve arkadaşım her kart aldığında mutluluğunu benimle paylaştı.

Tahmin edersiniz ki bizde kartlaştık mektuplaştık hediyeleştik, birbirimiz için özenle seçtiğimiz hediyeleri paketledik üzerine notlar yazdık gönderdik, hediyelerimizi face talk yaparak açtık vs vs bir dolu güzel an yaşadık.

Yeri geldi birlikte üzüldük, okulda yaşadığım sıkıntılar için benim yerime dertlendi, kendisi de benimle paylaştı yaşadığı üzüntüleri. Birbirimize büyük destek olduk. Geçen yaz temmuzdan beri dostluğumuzu sürdürüyoruz.

Derken derken derken...

Aleyna üniversite sınavına girdi sonuçlar açıklandı ve tercihleri yaptı.

O da nesi? İzmir'i de yazmış bizimkisi!!

Dualarıma Aleyna'yı da katarak hayırlısıyla İzmir'i kazanmasını diledim. Başlara yazmadığı için belki olmaz, ilk yazdıkları tutar diyordum ki,

yan odadan ablamın bağırışı geldi.

Nurefşan! Aleyna İzmir'i kazanmış!!

Ablam ve Aleyna birbirlerini bilseler de çok fazla konuşmuşlukları yoktu ama Aleyna'nın adı bizim evde hep geçerdi. Ablama kartpostal bile göndermişti. Sosyal medyadan ablama da haberi vermiş ve ablam mesajı benden önce okumuş oldu.

Mutluluğum paha biçilemez dereceye ulaşmıştı, hemen hayaller kuruldu planlar yapıldı. Ve Aleyna İzmir'e geldiğinde büyük buluşmamız gerçekleşti.

Dokuz Eylül Eğitim Kampüsüne hızlıca gittim. Heyecandan unutmuşum Dokuzçeşmeler Kampüsüne gidileceğini. Sonrada hızlıca yürüyerek Dokuzçeşmelere geçtim. Etrafa deli gibi bakınıyorum. Gören demiştir çocuğunu kaybetti herhalde.

Sonradan Dokuzçeşmeler kampüsüne giriş yaptım etrafa bakınırken uzaktan bir kız bana doğru koşuyor :)

Sonrası

Sonrası sarıldık işte, ağlaştık :')

Duygu dolu anlar :) Kim bilebilirdi instagram arkadaşlığının gerçek dostluğa dönüşeceğini.

Aleyna'nın anne ve babasıyla tanıştığımda ne kadar temiz yürekli insanlar olduğunu anlamak zor değildi. Yüzlerinin içi gülen anne ve baba kadar samimisi olabilir mi?

Tanışma sonrası bir kenara çekilerek sanki yıllardır görüşmeyen iki dost gibi hasret giderdik. Konuştuk ve yine bir sürü hayal kurduk.

Aleyna'nın yaşını sormak önceden hiç aklıma gelmemişti inanır mısınız? Aramızda 3 yaş olsa da tam kafa dengim oluyor kendisi canım arkadaşım. Giyim tarzımız bile tıpatıp aynıydı o gün :)

Planlar yapıldı, hayallere hayaller eklendi, fotoğraflar çekildi ve ilk buluşma başarıyla gerçekleşmiş oldu.

Size benden birkaç öneri:

Samimiyetini size tüm benliğiyle yansıtan insanları sevin. Bu tür insanların dostluğundan zarar gelmez, aksine sizi her zaman mutlu ederler. Acınızı paylaşırlar, sevincinize ortak olurlar. Uzakta da olsa samimiyeti hissedilen insanları üzmeyin. Kalpler bir olduktan sonra mesafelerde azalıyor haliyle.

Seni çok seviyorum canım arkadaşım. Dostluğumuz daim olsun. Yüzün hep gülsün. Seninle tanışmak bana gelen en güzel hediyelerden biri, iyi ki varsın.

---
Yazımı sabırla okuduğunuz için teşekkürler :)
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın !!

Yazımı beğendiyseniz +1'lemeyi ve blogumu takip etmeyi unutmayın desteğinizi bekliyorum :)

29 Temmuz 2017 Cumartesi

Adsense Feed İçi Reklam Birimi Kodu

CIRCLE - K-drama


Dizinin En Sevdiğim Ost'u: https://www.youtube.com/watch?v=p8OcXVrwdPM


Circle : Two Connected Worlds 
써클 : 이어진 두 세계 

Herkese merhabalar!!

Bu bölümde sizlere Circle dizisinden bahsedeceğim.
İlk bölümden sonra devam edip etmeme üzerine düşündüğüm bir diziydi bu dizi de. Sebebiyse dizileri kafa yorgunluğumu alsın diye izliyor oluşum. Bu sebeple ilk bölüm biraz karışık geldiğinden izlemeyi biraz erteledim. Ve diziyi bitirme kararı aldığımda bir solukta bitirdim diyebilirim.

Buradan çıkarmam gereken sonuç, bir dizi ilk bölümden karışıklığı sebebiyle gözümü korkutuyorsa o diziyi kesinlikle izlemem gerektiği. Healer Dizi Yorumumu okuyanlar demek istediğimi anladı çoktan :)

Dizimiz Fantastik & Bilim-Kurgu türünde bir dizi. Genelde Kore'nin günümüzü anlatan veya tarihi dizilerini izlediğimden ilk defa geleceği de anlatan bir dizi izlemek oldukça ilginçti.

Dizi ikiye ayrılmış ve her bölümde ilk kısım 2017 de geçiyor, ikinci kısım ise 2037'de. Arada ki 20 yılın bağını kurmaya çalışırken epey debeleniyorsunuz. Seyirciler bir ton tez üreterek dizi forumlarını düşüncelerine boğuyor , her kafadan farklı bir fikir çıkıyor vs vs oldukça düşündürücü bir dizi. Düşünürken kendinizi Sherlock Holmes gibi hissediyorsunuz.

O da nesi! Bir sonraki bölüm, önceki bölümün tezini çürütüyor. Ve zaman zaman da böyle bir dizinin sadece 12 bölüm olmasına söyleniyorsunuz. Diziyi sıksanız kalite fışkıracak türden.

Kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum. Çünkü dizi sadece zaman geçirmenizi sağlamıyor, aynı zamanda sizi düşünmeye itiyor. Özellikle hafıza hakkında. Peki biz ne kadar mutluyuz? Ya da gerçekten mutlu muyuz?

Dizinin Konusu: Bir uzaylı kız Dünya'ya büyük bir teknoloji getirir fakat bu teknolojinin aç gözlü insanlar tarafından ne anlam ifade eder? Farkına varılan teknolojiyi engellemek isteyen de vardır, teknolojiyi kullanıp Dünya'ya çağ atlatmak isteyen de. Bir çocuk ise bu teknolojinin kilit noktası olur ve ikiziyle birlikte kendisini büyük bir karmaşanın içinde bulur.

Oyuncular: Kim Kang-Woo , Yeo Jin Goo , Kong Seung-Yeon , Lee Ki-Kwang , An Woo-Yeon

Dizi komedi dizisi olmadığı için en çok güldüğüm kısımlar adı altında bir kategori yapamıyorum. Ama en beğendiğim sahnelerden bahsedecek olursam:

Beom Gyoon'un Woo-Jin'le arasının düzeldiği an.(2037'de)

Jung-Yeon'un aksiyon sahneleri, hackerlık yaptığı sahneler


***

Dizi de Beni En Çok Üzen Kısımlar:

Kim Woo-Jin'in abisi Beom Gyoon'u birçok kez çaresiz bir şekilde durdurmaya çalışması




Kim Beom- Gyoon'un ambulansla kaçırılması

Jung-Yeon'un gerçekleri öğrendikten sonra babasının yanında kalmaya çekinmesi


Ho Soo'nun gerçekleri öğrendiği an

Woo Jin'in başkan olma ihtimali

Woo Jin'in kaza geçirdiği sahne


Woo Jin'in öldüğünün anlaşıldığı sahne

Beom Gyoon'un ilk başta klon Woo Jin'e tepki olarak söyledikleri


Biraz da hayatın gerçeklerinden bahsedelim. Dizinin ana teması olmasıyla birlikte gerçekten düşündürücü ve düşündükçe hak verdiğimiz düşüncelere yer verilmiş.

***

Bizi biz yapan, sevdiklerimizle ve sevmediğimiz insanlarla yaşadıklarımız ve hatta bizi en çok üzen anılarımız. Hepsi bizi biz yapan, zihinlerimizde varlığımızı geçmişimizi sürdüren hayatın bir parçasıdır. Yaşanan yaşanmıştır ve biz unutmak istesek de veya unutsak da yaşanmışlığı değiştirememekteyiz. Her şeyi olduğu gibi kabullenmek bizi bir kat daha fazlasıyla biz yapar. Yaşananlara katlanabilmek, verdiği acıyla yaşayabilmekte insanlığın bir parçasıdır. Akıl, zihin, düşünce bizi biz yapandır. Anılarımız bizi biz yapandır. 

Bir insan aynı görünüşe sahip olup, anıları olmasa o insana karşı yabancılık duyarız öyle değil mi? Dizi de anıları olmayıp aynı bedene sahip olan bir abi ve anıları olup da başka bir bedene sahip olan yani klon olan bir kardeş yer alıyor. Onlar birbirlerini bu şekilde kabul ediyor, anılarını paylaşıyor ve kötülüğe karşı geliyor. Onları bir arada tutan anıları. Her ne kadar ayrılmalarına sebep olan da anıları olsa da. 

Yaşadıklarımızı, acılarımızı, üzüntülerimizi, unutmak istediklerimizi içimizde barındırırken, bizim bir parçamız olduğunu anımsayarak kötülüklere daha çok katlanabilmek umuduyla..

***


Sizler diziyi nasıl buldunuz? 
İzlemediyseniz umarım ilginizi çekmesini sağlayabilmişimdir 

Sizlerin en beğendiği sahneler nelerdi? Bizimle paylaşmak isterseniz yoruma yazabilirsiniz. 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın !!

Yazımı beğendiyseniz +1'lemeyi ve blogumu takip etmeyi unutmayın desteğinizi bekliyorum :)






5 Temmuz 2017 Çarşamba

Güneykore Hakkında Neler Biliyorum? - Bölüm 2 - Serbest Yazı

Merhabalar!!

Güneykore hakkında neler biliyorum yazısının devamı olarak şuan ikinci bölümü okumaktasınız. Birinci bölümü de okumak isterseniz şuradan ulaşabilirsiniz. TIKTIK

Yeni bilgilerle geldim, ilginizi çekebilecek türden bilgiler. Herkesin merak ettiği ve genelde çok az kişinin deneyimleyerek paylaştığı bilgileri toplayıp paylaşacağım bu bölüm de. Başlayalım o halde!!

*Bildiğiniz gibi Güneykore kozmetiği oldukça ilgi görüyor. Türkiye'de birçok kozmetik mağazasında da maskeleri satışa sunulmuş.

Ama ne yazık ki Güneykore de helal ürün bulmak oldukça zor. Neyse ki iki marka makyaj ürünleri için helal sertifikası almış. Bu markalar; G. HANDS ve TALENT cosmetic. Ürünlerini rahatlıkla kullanabilirsiniz.

*Güneykore de camii sayısı oldukça az. Müslüman sayısına bakılacak olursa çok da anormal bir durum değil bu. Daegu'da yeni bir camii projesine başlanmış. Daegu'da yaşayacak olanlar için sevindirici bir haber.

*Seoul'de İstanbul Delight adında bir cafe & fırın var. Kapısında da kocaman helal yazısı var :)
Gidersem en çok o cafe de takılacağım sanırım :) Baklavalar tatlılar lokumlar.. Türkiye özleminizi giderecektir eminim.

*Eğer Kore'ye giderseniz ve arkadaşınıza Türk kahvaltısının gücünü ve görkemini göstermek isterseniz Itaewon'da ki Kervan Turkish Restaurant'a gidebilirsiniz. Pide, lavaş, baklava, kebab, çorba, salata her türlü lezzeti bulabileceğiniz bir restaurant.

*Güneykore'de Malezya ürünleriyle sıklıkla karşılaşabilirsiniz. Kore'de yaşayan müslümanlar için ithal ediliyor. Malezya'ya da Helal Kore rameni ihraç ediliyor. Kore'de bulunması oldukça zormuş, ihraç edilmesi için üretiliyormuş. ''Shin Ramyun'' adıyla. Umarız Kore'de yaşayan müslümanlar içinde markalar helal ürünler üretmeye başlar.

*Birçok yiyeceği Kore'de müslümanlar tüketemiyor. İçinde domuz katkısı veya alkol olmasından. Bir başka nedense helal ortamda üretilmemesinden kaynaklı. Cipsler de dahil müslümanların dikkat etmesi gerekiyor. Crown Corn Chip Singapur'dan helal sertifikası almış bir Cips olarak müslümanların rahatlıkla tüketebileceği bir üründür.

*Yiyeceğin içinde alkol mü olurmuş demeyin oluyormuş YOPOKKI markalı piriç keki ve sos da alkol bulunduğu için kullanılması uygun görülmüyor. Sizin tercihinize kalmış.

*Jong kga jib mat kimchi konservesinin helal sertifikası var. Kimchi severler için güzel bir haber.

*Nature is delicious adında helal bir marka ramen var arkadaşlar. Sırf bitkisel kaynaklı bir ramen olduğundan özellikle vejetaryanlar için üretilmiş olabilir diye düşünüyorum. Helal sertifikasını üzerinde görebilirsiniz.

Yedikleriniz konusunda titizseniz içki kullanmıyorsanız ve domuz ürünlerinden uzak duruyorsanız Kore'de çok dikkatli olmalısınız. Bazı kelimelerin korecesini öğrenerek kendinizde ürünleri inceleyebilirsiniz. Müslümanların tavuk ve kırmızı et yiyecekse dahi helal kesime dikkat etmesi gerekiyor. Dikkat eden birisiyseniz Kore'de yaşamak zorlu bir mücadele olacaktır.

Bütün bunlara karşın, helal ürün anlayışı dünyada yaygınlaşmakta. Şirketler artık helal ürünler de üretmekte olup, helal sertifikası almaya çalışmakta. Hayallerinizde Kore varsa, hiçbir şey imkansız değil. Sadece dikkatinizi bir kat daha arttırıp yaşamınıza o şekilde yön vermeniz gerekiyor.


Yazımı beğendiyseniz +1'lemeyi ve blogumu takip etmeyi unutmayın desteğinizi bekliyorum :)

Sonraki yazımda görüşmek üzere. Okuduğunuz için teşekkürler :)

18 Haziran 2017 Pazar

Adsense Feed İçi Reklam Birimi Kodu

K.A.R.D.- RUMOR Türkçe Okunuş- K-pop


Kore alfabesini bilmeyenler ve romanization sözleri okumakta zorlanan bu sebeple şarkılara ayak uyduramayanlar için Korece şarkı sözlerini Türkçe okunuşlarıyla paylaşmaya karar verdim. Sevdiğim şarkı sözlerinin okunuşlarını yazacağım. İstediğiniz bi' parça olursa yorumda belirtebilirsiniz :)


K.A.R.D- RUMOR


(Verse 1. J.Seph)

Nuga gıresso olma cone
Nol batta go .oh no~
Nomu henboke boyossotago babe~
Himi pacidora
Nan niga bulhenghagil barenna ba
Bolso nal icoboryonnınci
Colde kırolliga omnınde

(Verse 2. BM)

Oddoke nan incong mothe
Kıri şipke nal itgoso henboke
Nomu gahoke noran yoca doke
Yotegot mollasso nan sokatdon got gate
Çigımkaci do nan norıl mot itgennınde
Mol hedo ne misoga civocicil anınde
Kırolli obso igon maldo ande
Bumyong çalmot bassıl gorago midılle

(Somin-BM-J.Seph)

Nomuna himdıro kençanıl çokhanın gotdo
Çingudıl mallo mallo mallonın
İmi non nugungaga sengyotde
Nıçcin anatdago malheculle
Putakhe han bonman do gihvirıl culle
Where you at my love
Where you at my love
Alcana nanın no anim an de

(Verse 3 BM- Jiwoo)

Nuga gıresso oh no
Dan yocava innın gol batdamyonso
(Şimgakhage byolloyotdesso)
Dan han bondo obso
Modın gol da golgo da semi naso
Uriga dorocigil barenna ba
Çingurang innın gol batgetci
Çolde kırolliga omnınde

(Verse 4. Jiwoo)

Oddoke nan incong mothe
Kıri şipke nal itgoso henboke
Nomu gahoke noran namca doke
Yotegot mollasso nal sokyotdon got gate
Amuroci anıl gorago midonnınde
Na vanbyokgage narıl ciun cul arannınde
Kırolli obso igon maldo ande
Bunmyong çalmot bassıl gorago midılle

(Somin-BM-J.Seph)

Nomuna himdıro kençanıl çokhanın gotdo
Çingudıl mallo mallo mallonın
İmi non nugungaga sengyotde
Nıçcin anatdago malheculle
Putakhe han bonman do gihvirıl culle
Where you at my love
Where you at my love
Alcana nanın no anim an de

(Somin)

Yogiçogiso dıllinın maldıl
Conbu saşirın ge mannayo( Da Maccyo maccyo)
Çigım ne nunıl barabomyo malheco

(Verse 5. BM)

Conbu da gocitmariya conhyo obso
Kıron cok cukora noryokhedo
Maımın şipge mot ico
Yecon sacinman biçinın hyudepone
Monito kvagoro nebdogien
Waste of a real love

(Somin-BM-J.Seph)

Nomuna himdıro kençanıl çokhanın gotdo
Çingudıl mallo mallo mallonın
İmi non nugungaga sengyotde
Nıçcin anatdago malheculle
Putakhe han bonman do gihvirıl culle
Where you at my love
Where you at my love
Alcana nanın no anim an de


Not: Korece de bazı sözler söylenirken birlaç harfin arada kaynadığı-okunmadığı- oluyor. Şarkıyı dinlerken eşlik edebileceğiniz en uygun şekilde yazmaya çalıştım. Umarım faydası dokunur











14 Haziran 2017 Çarşamba

STRONG WOMAN DO BONG SOON - K-drama Yorumu

STRONG WOMAN DO BONG SOON -GÜÇLÜ KADIN DO BONG SOON - 힘쎈 여자 도봉순 


Kırmızı yazılar SPOI içeriklidir. SPOI yemek istemeyenler atlayabilir.

Herkese merhabalar,
Bu yazımda bir diğer Kore dizisi Strong Woman Do Bong Soon'dan bahsedeceğim. 2017 yılı yapımı bu dizinin başrollerini Park Bo-Young ve Park Hyung Shik paylaşıyor.
Bir diğer oyuncu da Ji Soo. Onu da çoğu diziden tanıyor olabilirsiniz. Moon Lovers ve Sassy, Go Go da tanımıştım kendisini. Park Hyung Shik, The Heirs da Kim Woo Bin'in okuldan arkadaşı rolündeydi. Bilmeyenler şoka girdi şuan  ㅅ.ㅅ

İzlerken çok eğlendiğim bir dizi. Eğlencenin yanı sıra korku ve üzüntüyü de bir arada yaşatan bir dizi. Başroldeki kızın tatlılığı diziyi daha da sevimli kılıyor başrolü paylaştığı Park Hyung Shik'te sevimli tavırlarıyla geri kalmıyor tabii 

Peki dizinin konusu nedir?

Ailedeki kadınlara bahşedilmiş güç nesilden nesile devam ederken baş rolümüzde bu güçlü kadınların kaderine ortak olur. Elini attığı yeri kırıp dökebilecek kavga ettiği insanları hastanelik edebilecek bir güçte olan Do Bong Soon, bu gücünü yıllar boyunca saklamaya çalışmıştır. İnsanların vereceği tepkiden endişelendiği için hoşlandığı çocuktan bile saklamak zorunda kalmıştır.

Bir gün yolda giderken karşılaştığı haksız duruma mani olup da servis şoförünün dayak yemesine engel olabilmek için gangsterlere uyarıda bulunur. Dikkate alınmayan Do Bong Soon gücünü ortaya çıkarır ve olan olur. Ahn Min Hyuk olanları şans eseri görür ve herkes soluğu karakolda alır. 

Kırmızı yazılar spoiye kaçacağından isterseniz önce diziyi izleyin sonra okumaya devam edin :)

Dizi Yorumum

Diziyi büyük bir keyifle izledim. Sınav haftamda olmama rağmen zaman ayırıp bir şekilde bitirebildim. Demem o ki, of püf bitse artık denilecek bir dizi değil bana kalırsa.

Hele ki Do Bong Soon'u, minik fındık faresi gibi bir oyuncuyu sabah akşam bıkmadan izlerim. Sevimlilik abidesi resmen.

Dizi de korku sahneleri de var, ya da gerilim sahnesi diyelim. Kızların en büyük korkularından bir tanesi de gece sokakta tek başına yürümek zorunda kalmak. Dizi de bu konuya baya bi değinilmiş. Bu sebeple o sahnelerde ürpermedim değil. İçim acıdı, kendimi oyuncuların yerine koyarak izlediğim için sanırım.

Karakterlerin uyumu kimyası harika, ikinci erkek sendromu yaşayanlar var mıdır bilmem ama bence o kadar da sendromlu bir dizi değildi. Her şey tadındaydı güzeldi heyecanlıydı. Açıp tekrar izleyesim geldi şuan -.-

En beğendiğim sahnelerden bahsedeyim biraz da; fazlasıyla SPOI içerir.

-Ahn Min Hyuk'un, Do Bong Soon'u gücünü kontrolsüz kullanmaması için eğitmesi. Bong Soon'un etrafı kırıp döküpte sonradan attığı mahcup bakışlar :D

-Bong Soon'un adamları hastanelik etmesi. Hastanedeki diyaloglar komediydi. Bir ben böyle düşünmüyorumdur eminim :D


(bonus olarak sekreterinde hastanelik olması asdfgh)

-Chopstick sahnesi Bong Soon'un Mr. Oh'a hediye olarak chopsticki kıvırarak bileklik yapması

(asdgghhja)

-Min Hyuk kolundan yaralandığında Bong Soon'un kucaklayarak taşıması, hele ki parkın ortasında. Dizide çalan şarkı da efsane uyumluydu. -Whitney Houston - I will always love you



-Parkta Bong Soon'a kafa tutan çocuklara Bong Soon ne yapar? Dönme dolaba bindirir :D Bu sahne favorilerim arasında.

-Do Bong Soon ve Ahn Min Hyuk'un birbirlerine sevimli muameleleri bakınız tıktık !!

-Sekreterin Bon Soon'un oyunundaki karakterlerden birine benzediklerini anladıkları an. 

-Ben senin oppanım muhabbeti. Min Hyuk aa CEO Ahn??

-Piknik sahnesi

-Snowda birbirlerine gönderdikleri kısa videolu sahne ^-^

-Bomba sahnesi güzel çekilmiş bana kalırsa. Oradaki kavuşma ve hissettirilen duygu güzeldi.


(Bu sahne üzdü.)

-Finalde katili yakaladıkları sahne. Sevilesi güzel bir sahne ^-^



-Finalde ikiz bebeklerin doğması, bakıcı krizi

Bu sıralama uzar gider, aklıma gelenler şimdilik bu kadar.


En çok üzüldüğüm ve korktuğum sahneler

-Her kadının kaçırılma sahnesinden etkilendim gerçekten. Üzüldüm, kendimi onların yerine koydum ve gerçekten dizi bu üzüntüyü hissettirebiliyor karşı tarafa. Kore gibi güvenliği yüksek bir ülke de bile bu tür olayların yaşanabileceği gerçeğini tokat gibi vuruyor yüze kısacası.


(Adam rolünün hakkını vermiş. Gerçekten ürkütücü.)

-Ahn Min Hyuk kendisini öldürmek isteyen kişinin en güvendiği abisi olduğunu öğrendiği sahneyi güzel oynamış. Öyle olduğunu tahmin etmiştim belki farklı sonuçlanır diyordum ki şaşırtmadı.

-Do Bong Soon'un arkadaşının iki kez kaçırılması. İkincisinin olacağını çoğu kişi anlamıştır zaten bu da beklendik bir durumdu yine de üzdü.

-Katilin Bong Soon'la mesajlaşması. Bong Soon'un arkadaşının telefonunu kullandığından her kötülüğü planlayabilecek olduğunu düşünmek fazlasıyla gericiydi.

-Bong Soon'un, arkadaşının kaçırıldığını anladığı an.



-Do Bong Soon'un arkadaşını kurtarmaya çalışırken katilin oyunu yüzünden gücünü kaybetmesi.

-Ahn Min Hyuk'un bıçaklandığı sahne. (Neyse ki fazla derin değilmiş :D )

-Finalde kaçırılan kızların akıl sağlığının bozulması sebebiyle tedavi görmeleri.

----

Sizler diziyi nasıl buldunuz? 
İzlemediyseniz umarım ilginizi çekmesini sağlayabilmişimdir  ㅅ.ㅅ

Sizlerin en beğendiği sahneler nelerdi? Bizimle paylaşmak isterseniz yoruma yazabilirsiniz. 

İzlemediyseniz koşun izleyin koşun!! Pişman olmazsınız :)

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın !!

Yazımı beğendiyseniz +1'lemeyi ve blogumu takip etmeyi unutmayın desteğinizi bekliyorum :)







11 Haziran 2017 Pazar

HEALER- K-drama yorumu

HEALER - ŞİFACI - 힐러


Kırmızı yazılar SPOI içeriklidir. SPOI yemek istemeyenler atlayabilir.

Başlayıp başlamamakta kararsız kaldığım, ilk bölümü izledikten sonra da kafa karışıklığı sebebiyle devam edip etmemek arasında kaldığım, bittiğinde ise en beğendiğim diziler arasına giren müthiş bir aksiyon dizisi. Aksiyonla beraber aşkta var, eğlenceli sahnelere de yer verilmiş.

Ji Chang Wook'u ilk bu dizi de izledim. K2'yi duymuştum ama izlememiştim. İlk tercihim Healer'dan yana oldu ve iyi ki izlemişim diyorum. İzleyin izlettirin pişman olmayacaksınız.

Peki bu dizinin konusu nedir?

Healer yani şifacı gece kuryeliği yapmaktadır. Yüzünü bile görmediği hacker bir ajummayla birlikte çalışmakta ve yasal olmayan bir şekilde müşterileri için bilgi toplamaktadır. Bir gün aldığı yeni bir iş için çalışırken işin gerçek yüzünü görür ve Chae Young-Shin'i yakından korumaya başlar. İnternet muhabiri olarak çalışan Young-Shin'in yanında işe girer ve ikili daha da yakınlaşır. Çözmeye çalıştıkları dava da kendi geçmişlerini bulurlar ve derine indikçe işin gerçek yüzü ortaya çıkar. Bununla beraber başları büyük bir derde girer.

Dizi Yorumum

Oyunculuğun had safhada olduğu bir dizi. Rolleri o kadar benimsemişler ki başka dizi de bu oyuncuları izlesem inandırıcı gelmeyecek sanki diye düşünmeye bile başlamıştım. Aksiyon sahnelerinde Ji Chang Wook yeteneğini konuşturmuş, coolluğunu ağzınız açık izleyebilirsiniz o derece etkileyici sahneleri var.

Kötü karakterler tabii ki yine var. Hele ki Kore dizilerinin kötülerine alıştıysanız pekte yabancılık çekmezsiniz. Siyasi güce sahip olan kötü karakterler birçok yerde ana karakterlerin elini kolunu bağlıyor. Diziyi müthiş kılansa ana karakterlerin başlarına örülen çoraptan büyük bir ustalıkla kurtulması.

Dizide ki ajumma rolün en çok hakkını verenlerden. Başka birisini düşünemiyorum yerine. The Heirs da Park Shin Hye'nin annesi rolünde oynarken tanımıştım kendisini.

Dizide ki ünlü muhabirin ana karakterlerle bağlantısını gördüğünüzde dizinin kurgusunun üzerinde baya bi kafa yorulduğunu anlayacaksınız. Hiçbir yerde öf pöf sıkıldım dedirtmiyor.

En beğendiğim sahnelere gelecek olursam( SPOI içerir.)

- Healer'in kendisini Young-Shin'in babasına tanıttığı sahne.

- Healer'in ajummayı gördüğü sahne.

-İzleyen herkesi eriten, Young-Shin'in Healer'in evindeyken geçirdikleri tatlımsı sahneler. Healer'in tatlılığı sahneyi defalarca başa sarmaya sebep oluyor.

-Young-Shin'in Healer'i her kurtardığında Healer'in bıyık altından anlamlı gülümsemesi. Çift karakterli oynuyordu adam resmen ㅅ.ㅅ

-Young-Shin'in telefon kulübesinde Healer'la konuşması.

-İçeri alınmadıkları basın toplantısına kılık değiştirerek girmeleri.

-Healer'in yüzünü göstermeden Young-Shin ile birlikte film izlemesi.

-Havaalanında baştan planlamış oldukları numaradan öldürme sahnesi.

-Finalde Healer'in fotoğrafçılığı :)

Beni derinden etkileyen sahneler

-Young-Shin'in gerçekleri öğrendikten sonra Healer öğrenirse gider diye korktuğundan bir şey bilmiyormuş gibi davranması.

-Healer'in ustasının kendisini feda etmesi ve bu durum karşısında Healer'in yıkılması.

-Healer'in ünlü muhabire amca diyebilmesi.

-Healerin Pasifik'te bir ada alıp yerleşmek istemesinin sebebinin çocukluğunda oynadığı oyundan kaynaklanması.

Dizideki en beğendiğim sözlerden birisi de:

Sevmediğim şeyler; Beni sevdiğim şeylerden uzak tutan her şey.
---

Sizler diziyi nasıl buldunuz? İzlemediyseniz umarım ilginizi çekmesini sağlayabilmişimdir. Böyle bir dizi kaçmaz mutlaka izleyin :)

Beğendiğim sahneleri yazarken izlediğim anlara gidiverdim sanki. Tekrar izleyesim geldi. Biraz daha zaman geçsin belki tekrar izlerim. ㅅ.ㅅ

Sizlerin en beğendiği sahneler nelerdi? Bizimle paylaşmak isterseniz yoruma yazabilirsiniz.

Sonraki dizi yorumum Strong Woman Do Bong Soon olacak. Şimdilik hoşçakalın!!

Yazımı beğendiyseniz +1'lemeyi ve blogumu takip etmeyi unutmayın desteğinizi bekliyorum :)







2 Haziran 2017 Cuma

GELİŞ - ARRIVAL -Film Önerisi

Merhabalar
Bugünkü yazımda bir bilim-kurgu filmi tanıtmak istiyorum.
En zevk alarak izlediğim filmler kategorisi bilim kurgu. Zihni zorlayan sahneler üstünde düşünülmesi gereken senaryolar bilim kurgu filmlerini daha çekici kılıyor gözümde. Hele konu uzaysa !!

Not: Spoiler kırmızı renkli yazılı.Spoi yemek istemeyenler okumasın.


Filmimizin adı Geliş. İngilizcesi Arrival. Bilim kurgu filmi ve konusu uzaylılar.
Uzayda yaşamın varlığını araştıran bilimcilerin aksine Dünya'da kurtuluşu arayan uzaylıların varlığını düşünün. Uzaylılar Dünya'ya geldiğinde iletişime geçmeye çalışacaklardır, bunu da göz ardı etmemek gerek. Dünya üzerinde yüzlerce dil varken uzaylılarla anlaşabilmek için bu diller yetersiz kalıyorsa ne yapılmalı?

Film tamda bu konu üzerinde. Dil bilimci Dr. Louise'ten yardım istenmesi üzerine Dr. Louise uzaylılarla iletişime geçebilmek için uzay aracına ekiple birlikte gider. Çabaları sonucu uzaylılarla anlaşabileceği yöntemlerin varlığına çevresindekileri inandırır ve uzaylılara dil öğretmeye başlar. Resim gösterir ismini söyler ve buna karşılık uzaylıların gösterdiği simgelerle bu isimleri bağdaştırır. Bilgisayar üzerinde bu çalışmasını ilerleterek çevirileri hızlandırır.

Filmde ara ara geçmişe gidildiğini göreceksiniz. Daha doğrusu ben öyle sanmıştım. Tabi aslında bu durum tam tersi. Bunun sebebi de uzaylıların dil bilimciye vermiş oldukları bir hediye. Geleceği görebilme.

Gelenler düşman mı yoksa farklı bir amaçları mı var? Bu durum uzun tartışmalara sebep olur. Gelişmiş ülkeler bu konu sebebiyle iletişim halindedir. Gelen uzay araçları Dünya'nın 12 farklı yerine iniş yapmıştır. Gelişme kaydeden ülkeler diğer ülkelere açıklama yapmaktadır. Uzay araçlarını imha mı etmeli yoksa iletişim halinde mi kalınmalı?

Gerçek ise uzaylılar üç bin yıl sonrasını görebildikleri için gelecek felaketin farkındadırlar ve yardım istemek için yeryüzüne iniş yapmışlardır.

Film hiç sıkmıyor kendini izlettiriyor bana kalırsa. Bilimin gücünü bu filmde de rahatça görebileceksiniz. Uzaylılar amacına ulaşabilecek mi çalışmalar sonuç verecek mi? Film sizde de merak uyandırdıysa hiç kaçırmayın derim.

IMDb puanı 8/10. Hakettiğini düşünüyorum tavsiyem kesinlikle izleyin :)

Yazımı beğendiyseniz +1'lemeyi ve blogumu takip etmeyi unutmayın desteğinizi bekliyorum :)

28 Mayıs 2017 Pazar

Güneykore Hakkında Neler Biliyorum? -Bölüm 1-Serbest Yazı




Merhabalar!!
Bu yazımda Güneykore hakkında bildiklerimi paylaşacağım. Sizde bildiklerinizi yoruma yazarsanız daha çok koreseverin öğrenmesine yardımcı olabilirsiniz.

*Güneykore'nin kardeş ülkemiz olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. 1950-1953 yılları arasında gerçekleşen Kore iç savaşına(Kuzey ve Güney Kore savaşı) asker göndererek en çok asker gönderen 3. ülke olduk. Nato ülkelerinin herhangi bir savaşta yardımlaştığını duymuş muydunuz? Türkiye bu yardımda gönderdiği asker sayısıyla dikkatleri çeken bir ülke olmuştur.

Peki Kore'yle bağlarımızın 1950'lerden çok daha öncesine dayandığını biliyor muydunuz? Göktürkler desem ne kadar tarihe indiğimi anlarsınız sanırım. :) Bir araştırmama göre Göktürk-Koguryo ittifakını öğrendim. Tabii Çin bu durumdan rahatsız olup ittifakı sonlandırmalarını istese de Göktürkler bu isteği kabul etmez. Daha fazlasını okumak isterseniz adresi bırakıyorum tıktık !!

*Güneykore internet hızında Dünya'da birinci sırada. Japonya'yı bile sollamış durumda. Teknolojide oldukça ileri bir ülke olan Güneykore birçok tanındık markanında anavatanı. LG, Samsung gibi.

*Güneykore'de askerlik süresi 2 yıl. Ve ben bu durumdan rahatsız olan bir arkadaşa bile rastlamadım. Hatta hemen hemen hepsi genç yaşında askerliğini yapıp hayatını askerlikten sonrası olarak planlamışlar.

Kore'de askere giden idollerin yasını tutan koreseverlerde Dünya'nın her yerinde mevcut. Bu bilgiyi çoğunuzun bildiğini varsayıyorum o halde :)

*Kore'de lise öğrencilerinin rekabeti insanın içini acıtacak türden. Bunalıma giren öğrenciler oldukça fazla. Hayatlarının baharında dersleri sebebiyle psikolojik bunalıma girebiliyorlar. Akşam saat 10' a kadar eğitim veren okullarda var.

Arkadaşlarımdan biriyle konuşurken ne yapıyorsun dediğimde okuldayım akşam yemeği yiyorum demişti. Şaşırtıcı bir durum, bizde öğle arası varken Koreliler neredeyse her öğününü okulda yiyorlar.

*İntihar oranları oldukça yüksek. Gençlerin çoğunlukta olması da dikkat çekici. Hele ki bazı lise öğrencilerinin rekabeti kaldıramayıp hayatlarını sonlandırmaları gerçekten üzücü.

*Korelilerde ingilizce öğrenme azmi 7'den 70'e herkeste var. İngilizceyi akıcı konuşanlar toplum içinde övgü bile alıyorlar.

*Kahvaltıları bizim gibi peynir ekmek zeytin domates salatalık tarzı değil. Kahvaltıyı da akşam yemeği gibi yiyorlar genel olarak. Türklerin kahvaltı kültürü gibisi yok. Gevrek boyoz olmadan bir kahvaltı hele ki İzmirliler için çok yavan :)

*Doğum günlerinde yosun çorbası ikramına önem veriyorlar. Pastadan önce yosun çorbası akıllara geliyor da diyebiliriz.

*Çok fazla özel günlere sahip bir ülke. Sevgililer gününde el yapımı çikolatalar revaçta. 14 şubatta sevdiğine çikolata yapıp hediye eden kadınlar, sevgilerine karşılık bulurlarsa 14 martta erkeklerde sevdikleri kadınlara çikolata hediye ediyorlar. 14 mart 14 şubat kadar yaygın olmasa da kutlayanlar az değil tabii.

*22 Mart Hanbok giyme günü olarak ilan edilmiş bir gün. İdollerde dahil halktan herkesin hanbok giyerek geçirdikleri bir gün ve sosyal medya o gün tamamen hanbok kıyafetli resimlerle doluyor. Çok hoş değil mi kültürlerine sahip çıkmaları? :)

*Düğünlerde Hanbok giyen anneler görebilirsiniz. Bu tür gelenekleri hala yaşatan aileler oldukça fazla.

*14 sayısına verilen değeri özel günlerde de görebilirsiniz. Birkaçını sayacak olursam

14 Şubat sevgililer günü
14 Mart beyaz gün
14 Nisan siyah gün
14 Mayıs sarı gün
14 Haziran öpücük günü vs, her ayın 14'ü özel bir güne ayrılmış. Kutlanacak çok fazla özel güne sahip Güneykore.

*4 rakamı ölümle aynı anlama geldiği için kullanılmamaya dikkat ediliyor. Batıl inanç olarak görebilirsiniz. Bizde de fazlasıyla olanlardan.

*Küsler barışmak için elma uzatır karşı tarafa Güneykore'de. Boys over flowers'ta da gördüyseniz anlamışsınızdır demek istediğimi. Hele ki Personal Taste'deki elma projeli bina, verdikleri önemi göstermeye yetiyor.

*Kore'de en çok kullanılan kelimelerden biri 귀엽다. Sevimli anlamına geliyor. Kore'de erkekler kızlar için bu kelimeyi çok kullanıyor. Yabancılar için de kullanan Koreliler var tabii.

*Soju en çok tüketilen Kore malı bir içki. 18 yaşını dolduran herkes rahatlıkla tüketebiliyor sojuyu. Yeşil bir şişe, bizdeki maden sodalarına benziyor. Fiyatı uçuk kaçık bir fiyat değil. Yerli malı içki tüketimini arttırmak için olduğunu düşünüyorum. Bazı ramenler fabrikada sojuyla yıkandığı için içkiden uzak duranların dikkat etmesi gereken bir konu.

*Domuz eti peynir ekmek gibi tüketiliyor. Hatta et dediğinizde akıllarına ilk gelenin domuz olması muhtemel.

*Tavuk tüketimi de oldukça fazla Sevenleri o kadar fazla ki tavuk ayağını bile yiyorlar :)
치느님'in tavukları için kullanıldığını biliyor muydunuz? 치킨 (tavuk) + 하느님 (Tanrı) ses birleşmesiyle 치느님 oluyor. Tavuk sevgilerini bariz gösteren bir kelime.

Evet arkadaşlar nasıl buldunuz? Eminim ki çoğusunu biliyordunuz ve bilgilerinizi tazelemiş oldunuz :)
Yazacak çok bilgi var, bir sonraki paylaşımda devam etmeyi düşünüyorum şimdilik hoşçakalın!! Öneriniz isteğiniz olursa yorum bırakabilirsiniz :)

Yazımı beğendiyseniz +1'lemeyi ve blogumu takip etmeyi unutmayın desteğinizi bekliyorum :)


26 Ocak 2017 Perşembe

Gifts for PENPALS- What can you send in an envelope?

Hi everyone!!

I wanna suggest you something on this post. It is about what you can send to your penpals as a gift.

Some friends send me direct message on Instagram, so I see fit to share a post about gifts.
Lets see together!!



You can prefer magnetic bookmarker.
Nice notebooks which have nice covers and not be heavy, and also
cute pens make your friends happy :)





Sticking papers to take notes can be preferred.
I use them while studying and writing letters to penpals.





You can buy cute stickers. Kawaii!! :)
Also, Stickers which represent your country may catch your penpal's attention.





Hand-made purse, sleep mask and bookmarker can be preferred.






You can buy small greeting cards.
Generally I prefer to write nothing because penpals may
want to use it for writing something to their penpals.





You can send small snacks in envelope.



Small games, washi tapes can be sent.




Postcard, notebook, sweet, chocolate, tea bag, chewing gum, can be preferred.
They eat with real pleasure :)




I sent notebook sticker to introduce turkish culture which is
related to Pepee( Turkish Cartoon Character) :)

Design papers are good to write letter. You can find them in stationery as origami paper.




You can send coins.
Some collector friends may want you to send them to collect.





What does it mean Mail Tag ?

You can ask questions on Mail Tag paper.
Favourite meal, favourite movie
If you were a hero, what would you like to do? etc etc
You can ask interesting questions what you wondered.





You can shrink-wrap snacks to not be damaged.





Actually I should have introduced them in other post because
it was the biggest envelope I sent :D

There were 2 notebooks, sweet, chocolate, chewing gum, washi tapes,
sticking papers, stickers, hand-made gifts, pencil, sticking hearts,
postcards, nail art stickers etc etc
***

You can send magnet, keyholder, bookmarker which are symbolized your country and city.

I am preparing a packet to send my Korean Friend which includes gifts related to my city.
I will share them on a new post near future :)

See you later
I hope I could help you

So Long!! :)