Türkçe Şarkı Sözleri Blogspot

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

Eğlenceli interaktif Şarkı Sözleri Bloğu

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

Arama butonumuzdan istediğiniz şarkı sözü 'nü ara!

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

Ludacris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ludacris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Tyrese - My Best Friend Türkçe Çeviri - Video











































Tyrese Feat. Ludacris - My Best Friend  (Paul Walker Tribute)

Şarkı Sözü Videosu ( Türkçe Çeviriler Sözler Bölümünde Ekli )






















Tyrese - My Best Friend ( Paul Walker Anısına ) Şarkı Sözü Videosu






Not: Şarkı sözü videosunda birkaç yazım hatası mevcut. Youtube'da yayınlanan tüm videolarda hatalar var. Doğrusunu aşağıdaki çeviri metininden takip edebilirsiniz. Ayrıca çevirilerin altında şarkı hakkında notlar ve güzel bir kelime bilgisi bölümü de ekledik. İncelemenizi ve kullanımları öğrenmenizi tavsiye ederiz. Bu şarkıyı çevirmemizi maille, mesajla ısrarla isteyen tüm takipçilerimize ve herkese keyifli seyirler dileriz.












 Tyrese - My Best Friend Türkçe Çeviri



Çeviri Notu: Parçada üstü sarı ile çizili kelimeler ile ilgili aşağıda kapsamlı açıklamalar bulabilirsiniz.













[Intro:]


I would do anything in these streets, to keep you
here.


Seni burada tutmak için bu sokaklarda her
şeyi yapardım





Let’s go.*


Hadi başlayalım








[Tyrese:]


All the many days you were on my mind.


Tüm 
bu günlerde aklımdaydın





(Here in my life, just you and I)


( Burada, hayatımda; sadece sen ve ben )





Visions of me with you, all the time.


Her zaman seninleyim





I’ll do whatever puts a smile on my baby’s face.


Bebeğimin yüzünü gülümsetmek için her ne
gerekirse onu yaparım





(Here in my life, just you and I)


( Burada, hayatımda; sadece sen ve ben )





You’re my best friend and you can never be replaced.


Sen benim en iyi arkadaşımsın ve yerin
asla doldurulamaz











[Verse 1 – Black Thought:]


I’m on that homicide, suicide, drama like Islamabad


Cinayetde , intiharda, Islamabad gibi dramda





Under God, going overboard like the Amistad *


Tanrı'nın egemenliği altında, Amistad'daki
gibi aşırıya kaçma





Ringing bells, it was 2012, back in ’95.


Çanlar çalıyor, 2012'ydi,
'95'e geri dönüş





I made it out alive. Now finally I’ve arrived.


Hayatta kaldım. Şimdi en sonunda vardım





But still threwback* to all my other blue black*




Ama hala diğer koyu mavilerimi
hatırlıyorum 





People that’s stickin’ to it like, mice to a glue
trap.


İnsanlar buna farenin tutkal tuzağına
yakalanması gibi yapışıyorlar





My work speak for itself, so I don’t interrupt.*


İşim kendini gösterir, bu nedenle benim
konuşmama gerek yok





I am an expert, this is no beginners luck.


Bir uzmanım; bu, çaylak şansı değil





If you denying the truth then I don’t give a f**k.


Eğer gerçeği reddediyorsan, umursamıyorum





Otherwise put your hands and ya’ antennas up.


Yoksa ellerini kaldır ve antenlerini aç





As we go into our initial decent, I’m alive but only
fifty percent.


İlk inişe geçerken, hayattayım ama sadece
yüzde ellim hayatta.


Ç.N: Diğer yarısı arkadaşı öldüğü için onunla
birlikte öldü 





I’m praying God, give me the strength.


Tanrı'ya yalvarıyorum, bana güç ver.











[Chorus ]


It seems somebody turned on the lights.


Birisi ışıkları açmış gibi görünüyor





It seems somebody started a fight.


Birisi bir dövüş başlatmış gibi görünüyor





And I feel so alive. Finally, I realize.


Kendimi çok canlı hissediyorum. En sonunda
fark ettim





And I don’t have to tell myself twice, I know that
you’ve changed my whole life.


Ve kendi kendime iki kez söylememe gerek
yok, biliyorum ki sen benim tüm hayatımı değiştirdin





And if I know there’s one thing that’s the truth, I
know I’d be lost if I lost you.


Eğer gerçek olan tek bir şeyin olduğunu
biliyorsam o da şudur ki, eğer seni kaybetseydim ben de kaybolurdum







(Here in my life, just you and I)


( Burada, hayatımda; sadece sen ve ben )





What am I gonna do?


Ne yapacağım?





(Here in my life, just you and I)


( Burada, hayatımda; sadece sen ve ben )





You’re my best friend and you can never be replaced.




Sen benim en iyi arkadaşımsın ve yerin
asla doldurulamaz












[Verse 2 - Ludacris:]


They say tomorrow’s not promised today, but today I
promise,


Derler ki yarın için bugünden söz
verilmez, ama bugün ben söz veriyorum





If we don’t make our own way somebody’ll take it
from us.


Eğer yolumuzda ilerlemezsek, birisi bizden
onu alacak





Snatch it like rats to cheese. So Lord, help me
please.


Peynire giden sıçanlar gibi kapacaklar, bu
nedenle Tanrım bana yardım et lütfen





 ‘Cause I’d
rather die on my feet than to live on my knees.


Çünkü dizlerim üzerinde yaşamaktansa
ölmeyi  tercih ederim





Livin’ like I’m bulletproof. Cockin’ the glock then
aim and shoot.


Kurşun geçirmez gibi yaşayıp, silahı
hedefleyip ateşlerim





My future’s Everclear – 180 proof*


Geleceğim parlak - Çok yanıcı 





So I open the bottle then swallow my pride and drink
the pain away


Bu nedenle şişeyi açarım, sonra gururumu
yener ve acıma içerim





I take shots and just layup, then fade away.


Shot kadehlerini içer ve sarhoş olur ve sonra
yavaş yavaş yok olurum





Dreaming of better days, dreaming of better pay.


Daha iyi günleri hayal ederek, daha iyi
kazandığım zamanları hayal ederek



But we got our work cut out for us, so we better
pray.
 


Ama yapmamız gerekenler belli, bu nedenle
en iyisi dua edelim





Pray to uphold the weak, not for eternal sleep.


Süregelen hafta için, sonsuz uyku için değil





But if I die, I pray the Lord my soul to keep.


Ama eğer ölürsem, Tanrı'ya ruhumu tutması
için dua ederim











[Chorus]


It seems somebody turned on the lights.


Birisi ışıkları açmış gibi görünüyor





It seems somebody started a fight.


Birisi bir dövüş başlatmış gibi görünüyor





And I feel so alive. Finally, I realize.


Kendimi çok canlı hissediyorum. En sonunda fark ettim





And I don’t have to tell myself twice, I know that you’ve changed my whole life.


Ve kendi kendime iki kez söylememe gerek yok, biliyorum ki sen benim tüm hayatımı değiştirdin





And if I know there’s one thing that’s the truth, I know I’d be lost if I lost you.


Eğer gerçek olan tek bir şeyin olduğunu biliyorsam o da şudur ki, eğer seni kaybetseydim ben de kaybolurdum








You can never be replaced...


Yerini asla kimse alamaz...

















Şarkı Hakkında




Tyrese Gibson ve Ludacris, Paul Walker'ın Fast and Furious serisindeki rol arkadaşlarıydı. Özellikle Tyrese Gibson
ile Paul Walker çok yakın dostlardı. 














Tyrese Gibson Facebook hesabındaki profil
resmi olarak Paul Walker ile çekilmiş bir resmini kullanmakta ve Facebook
hesabından arkadaşı ile ilgili paylaşımlar yapmaya devam etmektedir. 
Aşağıda Tyrese Gibson, Ludacris ve Paul Walker arkadaşlığının resimlerini görebilirsiniz. 
































Şarkının klibi bir
hayranları tarafından yapılmıştır. ( Sayfanın en altında izleyebilirsiniz. ) Sanatçılar tarafından özel bir klip
çekilmemiştir. 









Kelime Bilgisi Notları




































Let's Go Ne Demek?





Hadi gidelim / hadi başlayalım anlamlarına gelir











Amistad Ne Demek?
















1997 yapımı bir film. Yönetmenliği S. Spielberg tarafından yapılmıştır ve konusu itibariyle gerçek bir olaya dayanır. Film, siyahi kölelerin bir gemide çıkardığı isyan sonrası yaşananlarla ilgilidir. Imdb Bağlantısı için Tıklayınız








Throwback Ne Demek?





Eski bir olayı hatırlama anlamına gelir. Flashback gibidir. İnsanların şarkı dinlediklerinde ya da bir şeyi gördüklerinde dinledikleri şarkı ya da gördükleri tarafından aniden hatırladıkları şeylerdir.








Blue Black Ne Demek?





Çok koyu mavi, hatta bazen koyu siyah gibi anlamlara gelir. Tam tersi black blue ise morluk anlamına gelir. ( Vücutta oluşan morluk )











My work speak for itself, so I don’t interrupt.*


İşim kendini gösterir, bu nedenle benim konuşmama gerek yok şeklinde çevirdik ama 'interrupt' aslında lafını bölmek demektir.











180 Proof Ne Demek?
















'Proof' en çok bilinen anlamıyla kanıt demektir ancak şarkıda kastedilen anlamı içkideki alkol oranın ölçüsüdür. 140 proof yanıcı bir orandır. 180 proof ise tehlikeli derecede yanıcıdır. Parçada geride kalanlar o kadar kederliler ki alkol oranı çok yüksek içkilerle kendilerini avutmaktadırlar.





Not: 180 Proof bir içkinin alkol oranı %90'dır.

















Shot Ne Demek?

















Küçük bardakta servis edilen ve tek bir yudumda içilen viski, tekila gibi içkiler.

























Layup Ne Demek?

















Parçadaki anlamı sayısını unutacak kadar çok iç ip sarhoş olmak demektir. Layup'ın klasik sözlük anlamı: ( basketbol terimi ) topu çembere bırakmak demektir. Lay up olarak yazıldığında ise yığmak, stoklamak anlamlarında kullanılır.






 Tyrese - My Best Friend Fan Made Video