Türkçe Şarkı Sözleri Blogspot

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

Eğlenceli interaktif Şarkı Sözleri Bloğu

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

Arama butonumuzdan istediğiniz şarkı sözü 'nü ara!

İnternet'de arayıp bulacağınız bütün şarkı sözleri

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

hediyeleşme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hediyeleşme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2016 Çarşamba

KOLAY AYRAÇ YAPIMI

Merhabalar!!

Bugün birlikte ayraç yapmaya ne dersiniz?
Oldukça kolay ve zevkli bir yapımla kendinizi kaptırıp 
onlarcasını yapabileceğiniz ayraçlar bunlar!

Sanırım bugün 20 küsür ayraç yaptım :)

O halde başlıyoruz!
Öncelikle malzememelerimiz tanıyalım.



Origami kağıtları.
Desenleri hoşuma gittiği için kırtasiyeden almıştım. 
El yapımı hediyelerde kullanmaktı amacım.
Öyle de oldu :)

Kitapçıkla bir işim olmadı.
Bana kağıtları lazımdı.
2 paket aldım. İçinde epey oluyor. 20 tane vardı sanırım. 
Desenlerden biri bitti. 4 desen ve her birinden 5 yaprak diye hatırlıyorum.
Fiyatı 5 lira diye aklımda kalmış. 3.5 lira da olabilir.
Uzun zaman önce aldığımdan net hatırlamıyorum.



Cetvel, makas, kalem, falçata, kesme tahtası.
En önemlisi de 2 mmlik cardboardlar. 
Köpüksüz karton olduğu için sert bir yapıya sahip.
 Ayraçlarınızın kıvrılmasına engel olacaktır.
 Falçatayla tek darbede kesilmiyor. 2-3 kez üzerinden geçince kesebiliyorsunuz.

Cardboard'u 50*70 lik boyutlarda alabilirsiniz.
Fazlasıyla yetecektir. Fiyatı ise 5-6 lira civarı.
Her kırtasiyede farklı bir fiyatla karşılaşabilirsiniz.
Mimarlık okuyorsanız ne demek istediğimi anlamış olmalısınız :)

***

(1)


Kartonu belirlediğiniz ölçülere göre kesin. 
Benim tercihim 6*10 cm lik dikdörtgenlerdi.




(2)


Desenli kağıtlarımızı ortadan ikiye katlıyoruz.


(3)


Artık kartonlarımızı yapıştırabiliriz.
Bunun için uhu por kullandım.

Fiyatı 8-9 lira arası değişiyor.
Kaliteli bir marka tabi ama başka yapıştırıcılarda işinizi görür.

(4)


Kartonun sadece bir yüzüne yapıştırıcı sürüyoruz. 
Küçük bir karton yardımıyla yapıştırıcıyı yayabilirsiniz.
Aksi takdirde topaklanmalar ayracınızın görüntüsünü bozabilir.


Yapıştırıcıyı sürdükten sonra uca denk gelecek şekilde yapıştırıyoruz.


(5)



Kartonun dışında kalan kısmı falçatayla kesip çıkarıyoruz.


(6)


Aynı işlemi şimdi kartonun diğer yüzüne yapıyoruz. 
İki yüzü aynı anda yapıştırmamamızın sebebi artacak olan parçalara zarar vermemek.
Onları da ilerde kullanacağız.

(7)


Yapıştırdıktan sonra dışta kalan kağıdı kesiyoruz.


(8)



Aynı işlemleri diğer desenler içinde uyguladım. 

Sonuç:

Ta daaaaaa



Ve sonrası...



Delgeçle ortalayarak delik açıyoruz.


(Şekil şukul yaparsak ehuhehe)


Açılan deliklerden kurdele geçirmeyi planlıyordum ki kurdelemin bittiğini hatırladım. 
Yenisini alıp kurdeleleri takınca yazıyı güncelleyeceğim.


Artan kağıtlarla da 5*7.5 luk ayraçlar yaptım.
Boşa harcamıyoruz güzel kağıtlarımızı :)

*****


6*10 luk ve 5*7.5 luk ayraçlarımız hazır.
Kurdeleleri de taktık mı tamamdır :)

Sormak istediğiniz bir şey olursa ben buralardayım. Bir yorum kadar yakınınızda!
Hoşçakalın!!


Saat 00.01
1 Eylül gecesi

Yeni ayın herkese huzur mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum.

Blogumu okuduğunuz için teşekkürler teşekkürler!!
İyi geceler dilerim efenim! :)


30 Ağustos 2016 Salı

30 Ağustos Zafer Bayramı Kartlaşması!

Herkese merhabalar lar lar!!
Öncelikle hepimizin 30 Ağustos zafer bayramı kutlu olsun!

Başlıktanda anladığınız üzere yine ve yeniden bir kartlaşma aktivitesiyle karşınızdayım.
Güzel ülkemizin birçok bayramı var bilirsiniz.
Güzeldir bayramlar, kutlamalar. Severiz. Oh mis.

Biz kartpostal çılgınları için hele ki müthiş bir şey!

Milli ve dini bayramlarda facebook üzerinden birçok gruba dahil olabilir, yurtiçinden de birçok mektup arkadaşı, kartpostal arkadaşı kazanabilirsiniz.

Bizimkisi de şöyledir ki;
Facebook üzerinde yapılan bir etkinlikten haberdar olduk.
30 Ağustos için kartlaşmaydı bu ay ki gündem.

Ve tabiki hemen katıldık!

Dedik biz iki kardeş,
bizi de alın bizi de!

Onlarda iki kardeşin böyle bir ilgi göstermesine çok sevindiler tabi eheuheuehu

Adreslerimizi gönderdik ve kura sonucu maillerimize 3 adres geldi.
Kartlarımızı hazırlayıp gönderdik. Tabi biraz göndermekte geç kalmışız ne yazık ki.
Diğer kullanıcılar ertesi gün direk postane yolunu tutmuş olmalılar ki 4-5 gün içinde kartlarımız gelmeye başladı.

Bu uygulama yaklaşık 10 gün öncesinden başlıyor. 30 Ağustos öncesinde benim bütün kartlarım geldi.

Öncelikle benim gönderdiklerimi paylaşayım.

                          

Balıkesir, Trabzon ve İstanbul'a gönderdim.
Bir tanesi de Ordu. (Umarım kartı eline almadan önce okumazsın bu yazıyı Aleyna :) )

Gönderi ücreti yurtdışına gönderimden daha uygun.
1 lira 60 kuruşa gönderebiliyorsunuz.
Kart ve mektup gönderimi aynı ücret olduğu için mektupla göndermeyi tercih ettim.
Mektupların içine de Eshotlardan topladığım İzmir dergilerinden kopardığım yapraklardan birer tane koydum.


BALIKESİR




TRABZON



İSTANBUL

Mektup zarflarını desenli bantlarla süslemek benim için ayrı bir hobi. 
Yurtdışından gelen stickerları da çürümeye bırakmadığım için 
bu tür süslemelerde kullanmayı uygun buluyorum :)


Pullarda Ptt'den sipariş ederek eve getirttiğimiz pullardan.
Ücrete denk gelen pulları kasıtlı üretmiyor sanki PTT.
Her seferinde aynı problemi yaşıyoruz.
Hangi pulları bir araya getirsek tam denk gelir ? vs. vs.
Bizde en azından kendi pullarımızdan da yapıştıralım diyerek ücretin
bir kısmını pulla karşılıyoruz,
kalanını elden PTT'ye gönderim sırasında veriyoruz.



ANKARA - İZMİR - İSTANBUL

Bunlarda kura sonucu bana gelen kartpostallar.
Üç büyüklerden :)
İkisi zarfsız, biri zarflı geldi.
Zarflı gelende bir tane de mektup vardı.
Bir şarkı, bir film, bir kitap, bir şiir önerisi yazıyordu.
Çok hoşuma gitti böyle bir mektup almak açıkçası :)

***

Evet, bugün de yazının sonunu getirdik. Bir şeyleri sizlerle paylaşmak bana heyecan veriyor.
Umarım bloguma uzun bir süre devam edebilirim.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim!
Bakarsınız bir gün benden bir kart gelir size
Düşünüyorum böyle güzellikler yapmayı.

O zaman beklemede kalın :)

Saat 00.06
30 Ağustos'u bitirdik. Yeni bir güne başlıyoruz.
31.08.2016

Her şey gönlünüzce olsun.
 İyi geceler diliyorum  !! 

(Bende biraz çizim mi yapsam?)






21 Ağustos 2016 Pazar

ÇAYLAR !! - Diğer ülkeler ne tür çaylar içiyor? - Kültürel Paylaşım

Merhabalar!!
Ben geldim..
Küçük minik ufacık kitleme buradan selam olsun! :)

Bugün başka bir koleksiyonumu sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Hayatımızın olmazsa olmazı, her akşam bizleri bir araya toplayan, sohbet muhabbet derken birkaç demlik bitirdiğimiz, alışkanlık haline getirdiğimiz bir lezzet!
ÇAY!



Boşalan bardakların doldurulması, demlik bittiyse haşlama yapılması(ki ben pek sevmem ama mecbur çaya doyamadıysam hoşgeldin haşlama!) hüp hüüp sesler!


Tavşan kanı lütfen^^

Evet hemen hemen her Türk evinde olan şeyler. Bu yüzden sizlere pekte uzak gelmedi.
Tabii aranızda çay sevmeyen vardır illaki.
Ama meyveli çaylara da hayır diyebildiğinizi pek sanmıyorum :)
Sallama çayında gözünü seveyim! Ama tabi demlik bir başka canım!
Şöyle efendime söyleyeyim su kaynayacak, (çaydanlık uçtu uçuyor der babam)
sonra demliğe boşaltacaksınız suyu. Kelebekler(çay parçacıkları)
su üstünde yüzecek ama bekleyeceksiniz çökene kadar. Çöktü mü tamamdır!
Bir film koyupta seyrettik mi, yanında dumanı tüten çay,
keyfimize diyecek yok! İşte bizim klasik Türk evlerimiz böyledir.
Var mı bizim gibi çay kültürüne sahip bir ülke??
Derken derken, merakımdan bana gelen sallama çayları
büyük bir heyecanla denemeye başladım. Şuracığa da koleksiyonumu bırakayım.


Çay aşktır arkadaşlar. Her gün arananlar arasındadır hele ki tiryakiler için.
 Çaykolikte diyebilirsiniz. Bizde Çaysadım diyoruz. 
Susamak gibi bir şey kısacası.

Hele ki bazılarımız plastik bardaktan içmemek için cam bardak taşır yanında bazen...


Okulda eskiz dersinden bir fotoğraf

***

      

Bunlarda çaysamaya sebep kitaplar

***


Çay edebiyatını yarıda bırakarak çayların nerelerden geldiğini anlatayım o halde.
Almanya, Tayvan, Amerika, Güney Kore, Darusselam, Fransa..
Ayrıca Güney Kore ve Rusya'dan gelen kahveleri de fotoğrafta görebilirsiniz.
Gelenler genelde meyveli çay fakat Güney Kore'den gelenlerin içinde çoğunlukla bitki çayı var.

Dizilerde de gördüğümüz gibi çayın yeri özel Kore'de. Önemli toplantılarda demliklerden çaylar bardaklara boşaltılıverilir hemen.
Bende bir heyecanla denedim bitki çaylarını.
En altta duran yeşilli beyazlı paket Kore bitki çayı. Tadı fena değildi.


                                                                              ***


Benim için tamamiyle hayal kırıklığı olan budur.
Çoğu blog yazarına gönderilmiş bir çay. 
Ben pek sevemedim. Arpa tadındaydı diye hatırlıyorum.
İçemeyip dökmüştüm :(



Almanya'da yaşayan Kazak arkadaşımın gönderdiği çay.
Tadı güzeldi. O yüzden sorun çıkmadan bitirebildim :)


Bu da Kore'den gelen kahve.
Tadının bizimkilerden hiçbir farkı yok.
Rahatça içilebilir.
Yalnız şöyle ki; sallama şeklinde. Ucu yırtılıp bardağa dökülen cinsten değil . 
Çay poşeti gibi.




Amerikalı mektup arkadaşımın gönderdiği çaylar.
Mangolu olan güzeldi. Üsttekini henüz içmedim. Mavili beyazlı poşetteki çayı da zar zor içtim diyebilirim. Beyaz çay diye geçiyor. Vanilyalıydı sanırım.


Aynı arkadaşımın gönderdiği diğer mektuptan çıkan çaylar. Henüz denenmediler.
Alttaki aynen o şekilde geldiği için mektup baharatlı çay kokuyordu.
 Görüntüsünden dolayı içmeye kıyamadım.
Çaylara özel ilgisi olan ve çay koleksiyonu çokça çay barındıran bir arkadaşımdır kendisi.
 İleride bu yönde bir dükkan açmayı planlıyor. Umarım hayallerini gerçekleştirebilir. :)



Farklı zamanlarda Tayvan'dan gelen aynı çaylar. Henüz denemeye fırsatım olmadı.



Eli bol arkadaşım Almanya'dan 5 poşet birden göndermişti. :)
Alttaki üçlüyü denedim.
En alttaki kirazlı vanilyalı. Vanilyadan dolayı pek sevemedim.
Diğerleri daha iyiydi.



İçtiğim hiçbir çayın, kahvenin poşetini atmıyorum, saklıyorum.
Hatta tutma yerlerini de çaydan ayırıp saklıyorum.
Alttaki ikili çok orijinal gelmişti gözüme.
Tutma yerleri kartondan. 
Üstteki klasik, ipe bağlıydı.



Son olarak Amerika'dan gelen bir başka çay.
Tadını tam hatırlamasam da tutma yerinde ki söz hoşuma gitti.
Live through consciousness, not through emotion.
Bilinçle yaşa, hisle değil.

*****

Sizler çaylar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Olmasa da olur mu yoksa aman yok olur mu ben demliğimi şöyle yamacıma alayım mı?

Yorumlarınızı merakla bekliyor olacağım. :)
Saat 01.46
Günlerden pazartesi.
Kore'de ki arkadaşım Seowon'un doğum gününü de kutlayarak yazıma son veriyorum. 
Herkese iyi geceler !!

안녕 내 예쁜 친구 서원!
생일 축하해!!
나랑 친구 해춰서 
너무 너무 너무 
고맙다! 
언제나 그리고 영원히 
친구 하자!!
            안녕! (ㅅ.ㅅ)




18 Ağustos 2016 Perşembe

Adsense Feed İçi Reklam Birimi Kodu

Güney Kore'ye Giden Hediyeler!! Yılbaşı Paketi ^^

Merhabalar :)

Bu yazımda sizlere başka bir hediye paketini tanıtacağım. 
İlk mektup arkadaşımdan önceki yazılarda sizlere bahsetmiştim. 
İlk gönderdiğim hediyeleri ve karşılığında bana gelenleri paylaşmıştım. 
Şimdi ise bana son gelen hediyelere karşılık gönderdiğim hediyeleri açıklayacağım. 
Ğğğğğaaağüüöö karıştı biraz anladınız siz 

Yılbaşı paketi diyorum geneline. Çünkü özellikle yılbaşına denk getirmeye çalıştım.
 Yabancılar yılbaşında hediyeleşmeyi sever. Bende hediyeleri severim.
 Arkadaşımı da çok sevdiğime göre COMBO!!
Bu fırsatı kaçıramazdım! :)

Tabi bir takım aksilikler oldu. Zamanında gönderemedim paketi. 
Üniversite de projelerin beni çıkmaza sokması en büyük sebep.
 Sonra tabi bir de PTT’yle ilgili araştırmalar yapmam gerekiyordu.
 Fiyatlar değişmişti falan filan hesaplamalar proje teslimleri derken geçte olsa nihayet hediyeleri gönderebildim. 2015 Ağustos ayında başladım sanırım hediyeleri seçmeye. 
Gördüğüm içime sinen ne varsa bunu Seowon’a göndereceğim diyerek 
kenara ayıra ayıra Şubat 2016 ‘da gönderdim. Sanırım Şubat ayıydı.

Şöyle ki 500 grama kadar olan paketler 24 liraya gidiyordu. 
Özellikle 500 grama denk getirmeye çalıştım hatta başardığımı sandım
 fakat okuldaki terazi PTT’dekine uymadı :D 
33 küsür lira tuttu arkadaşlar nokta net.
Okul yemekhanesinde tarta tarta bi hal olmuştum eklemeler çıkarmalar yapmıştım. 
Bir arkadaşım şunu neden gönderiyorsun onlarda
 bizden daha çok var diyerek gram azaltmamda yardımcı olmuştu :D

24 lira az gözükebilir arkadaşlar belki de ama 2 veya 3 kilo göndersem hiç acımam bu fiyata.  Çok şey gönderdim ama gerçekten göz yoracak kadar bile ağır değiller. 

O yüzden derim ki: PTT duy sesimizi! Ne bu fiyatlar canım Allah Allah?!

Hediyelerin içinde el yapımı hediyelerde mevcut. 
Bu yüzden çok emek harcadım.
 Küçük ama anlamlı ne tür hediyeler gönderebilirim diyerekten düşünerek kırtasiyeleri talan ettim. 
Markette küçük ama Türk esintisi verecek neler var diye bakmaktan 
abur cubur kusacak duruma geldim.
Ama bir o kadar da eğlenceliydi!

Dünyanın bir ucuna gidecek hediyeler hazırlamak, 
hele ki çok sevdiğin biri içinse bu çaba ımmMmah!! çok tatlı bir şey ! Sizde mutlaka deneyin :)

Çok konuştum artık paylaşımlara geçiyoruuuuumm.


Snapchat’te paylaşmışım. 
İyi ki paylaşmışım yoksa kutuyu gösterecek fotoğraf bulamayacaktım. :( dırırıııımm
Özellikle kırmızı kutu seçtim çünkü neden olmasın?

 

Nee halı mı hem de bulanık mı?
(Herkesten özür diliyorum acayip utandım.)
Gönderdiğim kartpostallar
3’ü yılbaşı kartı biri de İZMİR 


Tuğba kuruyemişten aldığım 100 gramlık lokum. Bende sık sık alıp tüketirdim. 
İçinde narlı, hindistan cevizli ve antepfıstıklı lokum var. 
Arkadaşımda çok sevmiş. Gidersem yanına kocamanından bir tane götüreceğim SÖZ!


Aradım taradım türk kahvesi tek içimlik hangi markalarda var diye. 
Gördüklerimin arasında en iyisiydi. 
Göndermek istedğim ne varsa(bütün arkadaşlarım dahil) önce kendim tadına bakıyorum.
 Beğenmezsem göndermem etik olmaz diye düşünüyorum. 

Shazili sütlü aldım. Neden sütlü de sade değil derseniz sade kahveyi herkes içemez.
 Hele ki yabancılar yanında Türk olmadan zorlanabilir, telveyle problemler yaşayabilir.
 İçmeninde bir adabı olduğu için sütlü kahve tercihimdi.
 Tadını da yumuşattığı için yerinde bir tercih yaptığımı düşünüyorum.

Milli sakızımız şıpsevdiler ve akide şekerleri olmazsa olmazlarımız!
Petito da abur cuburlar arasında en sevimlilerinden. 
Tadını da çok sevdiğimden arkadaşımda tatsın istedim. 
MABEL sakızın tadına bakmadım ama ablam tatmış beğenmiş 
bende ablama güvenerekten göndermiş bulundum.

 

Tebrik ve dilek kartları. Bayıla bayıla topladım kırtasiyelerden.
 Ayy şu çok tatlı ayy bunu da alayım derken 4 tane gönderdim.


Karşıyaka çarşıdan aldığım bilezik ve kolye. İkisini takım yapmıştım renkleri çok hoşuma gitmişti. 
Seowon’da beğenmiş olmalı ki kolyeyi takıp fotoğraf attı hemen :)

 

Baykuşlu defter hem de kırmızı!! Yılbaşı paketine yakışacağını düşünmüştüm ehueheuh.

Ve bir de mor tükenmez kalem. Kapağını kapatınca kurşun alem gibi gözüküyor değişik hoş.
 Kabul ediyorum Pastel tonuna vuruldum da aldım.


Bu da annemin Seowon’a hediyesi. Kalpli kolye.
 Canım annemde bir hatıra yolladı kendinden. Arkadaşım tabii ki de çok beğendi! :)


Nazar boncuklu kutuda kına var. Kınayı da mektupta açıkladım.
Düğünlerin videolarını çekipte Seowon’a attığım bir yaz geçirmiştim geçen yıl. O yüzden aşinadır bu tür hediyelere.

İki tane mıknatıslı kitap ayracı gönderdim. Biri nazar boncuklu diğeri kraliçeli. 

Uğur böcekli mandallardan renk renk gönderdim. 

Toz pembe olan post-it. 

Üstte gördüğünüz(evet doğru gördünüz) çan. Yılbaşı için gönderdim. 
Belki gereksizdir ama yine de sevimli olduğu için ve kültürlerine saygı duyduğumu belirtmek adına göndermek istedim.

2 tane bant gönderdim. (washi type diye geçiyor.)

Çay çok göndermedim bu sefer. Sadece bir paket ıhlamur.

Sağ altta kalpli olan kitap ayracı. Kitaba alttan tutturuluyor.
Onu da keçeden diktim.
 Üzerindeki de Seowon'un kullanıcı adı gibi bir şey diyebiliriz.

Gördüğünüz kalp, kalem süsünü kıvırarak yaptığım bir kalp.
 Önceki paketimde pembesini göndermiştim bu sefer kırmızı. Because YILBAŞI 



Bu da papyon ayracın yapılışından bir kare


Halı travması vol2
Bunlarda gönderdiğim kabartmalı stickerlar.


Halı travması vol3
Gördükleriniz kitap ayracı.
Sapları kırtasiye de boyalı bir şekilde satılıyordu. 
Bıyıkları keçeden keserek çubuğa yapıştırdım.
Kendim için yaptıklarımı kullanmadığım için Seowon kullanırken 
rahat etsin diyerek onunkileri çubuğa yapıştırmıştım.

***

Sizlere daha fazla halı travması yaşatmamak için ve hızlıca çekmemden
 kaynaklı bulanıklığın yazımın kalitesini düşürmemesi
 adına gönderdiğim zarfları paylaşmıyorum. :D
Mektuplar ve stickerlar&ayraçlar olarak iki farklı zarf gönderdim.

 ***

Son olarak en en özel olduğunu düşündüğüm hediyeyi anlatacağım.
Görünüşte 4 gblık bir usb kart.

Günlük yaşantımı ve neler yaptığımı arkadaşıma göstermek adına çeşitli videolar çektim.

Geleneksel çin flütü ve gitarla konser verdim birkaç videomda :D

Kırtasiyeye giderken çarşının içini videoya aldım.

Aranızda bilenler bilir, karşıyaka izban çıkışı kalabalık bir müzik grubu var,
farklı enstrümanlarla beste yapmış bir topluluktur kendileri. 
Onları da videoya çekmiş bulunarak uzunca bir konuşma yaptığım videoyu da ekleyerek 
usb kısmını da tamamlamış oldum.
Word dosyasına da bir yazı ekleyerek Türkiye’ye davet ettim. 

Videoları izlerken mutlu olduğunu söylediğini hatırlıyorum.
Profesyonelce olmasa da duygularımı katarak hazırladığım bir hediye olmuştu.


Pekiii, hediyeler hazır adres falan tamam kağıda yazdık.
 PTT’deyiz ve elimizde bu kağıt var.
 Adresi yazdıktan sonra hangisini işaretleyeceğiz? 


Gönderdiğiniz hediye benim hediyeme yakınsa sizler de küçük paketi seçiyorsunuz.
Küçük paketi seçtiğinizde gönderiniz kayıtlı posta oluyor ve size bir şifre veriliyor.
 Bu şifreyle kargonuzu internetten takip edebiliyorsunuz.
''Küçük paket'' 2 kiloya kadar seçilebiliyor.
 2 kilogramdan fazlası kargo grubuna dahil ediliyor.

Hediyeler konusunda sizlere fikir verebildiysem ne mutlu bana. 
Yazarken yine çok eğlendiğim bir blog yazısı oldu. 
Paylaşmak istediğim o kadar çok hediye paketi var kiiii,, beklemede kalın hepsini zamanım el verdiğince anlatacağım :)

Gelen hediyeler giden hediyeler derken hediyelerle iç içe olduğum bir yıl yaşadım. 
Oldukça da eğlendim. Çok fazla heyecan yaşadım.
 Mektubum ulaşır mı diye de az endişelenmedim tabi. 

Küçük paket yani 500 gram civarı olmayan hediyeleri büyük bir zarfın içine koyarak
 gönderdiğimden kayıtlı göndermedim ve şifre almadım hiç biri için. 

Postaneye her gittiğimde 6-7 zarf ve 8-9 kart gönderdiğimi varsayarsak
 her biri için kayıt ücreti 
ödemek(yaklaşık 5 lira) fazla geldiğinden kayıtsız yani şifre almadan gönderiyorum.
Sormak istediğiniz bir şey olursa çekinmeden sorabilirsiniz
 yanıtlamaktan büyük bir zevk duyacağım!!

19.08.2016
Saat 01.16
O halde herkese iyi uykular! :)

(Master’s Sun 12. bölümdemiymişim ehueheuh ben biraz daha oturayım o zaman.)